Misafir Geliyor Telaş Başladı – Sofrayı Tek Menüyle Kurtaran Lezzetler
Akşamüstü saatleri yaklaşıyor, telefon çalıyor: “Biz size uğrayalım.” O an mutfakta kısa bir sessizlik olur. Daha önce bunu yaşayan çoktur. Dolap açılır, tencereye bakılır, akla aynı soru gelir. Bugün ne pişirsem? İşte tam bu noktada, yıllardır kalabalık sofralarda denenmiş, “eline sağlık” dedirten bir menü devreye giriyor.
Bugün Ne Pişirsem Diyenlere Ev Garantili Menü
Bu menü öyle süslü değil. Düğünde, bayramda, kalabalık misafirli akşamlarda defalarca pişmiş yemeklerden oluşuyor. Bir tabak daha isteyen de oluyor, tarif soran da.
Düğün Çorbası – Tencere Kaynadı mı Ev Isınır
Kemik suyu kokusu mutfağa yayıldı mı, işin yarısı bitmiş sayılır. Daha önce kalabalık misafire bu çorbayı çıkarıp sessizlik yaşayan çok kişi var. Arpa şehriye az, et bol olunca kimse ses etmez.
İçli Köfte – Masada İlk Biten Tabak
İçli köfte biraz zahmetli gibi durur ama sofraya gelince tüm yorgunluğu unutturur. Daha önce “bir tane alayım” deyip üç tane yiyen misafir hikâyesi az değildir. Cevizi bol, içi sulu olunca kimse hayır demez.
Çökertme Kebabı – Patatesin Üzerine Konan Şov
İncecik patatesler, yoğurt ve et birleşince masada sessizlik olur. Daha önce bu kebabı yapanların çoğu aynı şeyi söyler: “Bir daha istediler.” Yoğurtlu etli çökertme kebabı misafir menüsünün jokeridir.
Şakşuka – Masada Duran Ama Hep Bitmiş Olan
Yanına konur, fark edilmez gibi durur ama tabak tabak gider. Patlıcan, kabak ve domates birleşince sofrada denge kurulur. Özellikle sıcak servis edilince kaşıklar durmaz.
Bu menüyle sofraya oturulduğunda, konuşmalar yemeklerin etrafında döner. Tarif sorulur, “bunu ne zaman yapalım” denir. Ertesi gün mesaj atan misafir bile olur. Mutfakta yaşanan bu küçük zaferler, çoğu zaman böyle sade ama yerinde menülerle gelir.
