Türkiye, Kahramanmaraş merkezli yüzyılın felaketi iki büyük depremin acılarını yaşıyor. Kahramanmaraş Pazarcık'ta 6 Şubat saat 04.17'de 7.7 büyüklüğünde ve aynı gün Elbistan'da saat 13.24'te 7.6 büyüklüğünde meydana gelen iki büyük deprem Türkiye'yi yasa boğdu. Zonguldak'tan Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda çalışan 4 bine yakın maden işçisi de bölgeye giderek arama kurtarma çalışmalarına destek verdi. TTK işçilerinin yanı sıra rödevans (kiralama) yöntemiyle kiraladıkları sahalardan kömür çıkartan özel maden şirketlerinde çalışan maden işçileri de arama kurtarma çalışmalarına katıldı.
MADENCİLER TEŞEKKÜR MEKTUBUNU “ONUR MADALYASI” DİYE KÖMÜR OCAĞININ GİRİŞİNE ASTI

Yakınlarını kurtaran madencilere teşekkür mektubu

Depremde yakınları enkaz altında kalan vatandaşlar, bölgeye gelen ekipler ile birlikte kurtarma çalışmalarına katıldı. Zonguldak'ta Ofkar Madencilik şirketinden Kadir Hamzaçebi, Burak Hamzaçebi, İsmet Ofluoğlu ve Serkan Bahar da, Kahramanmaraş'ta bir enkazda açtıkları 3 metrelik tünelle Metehan Oğuz'un yakınlarına ulaşmaya çalıştı. Oğuz'un kuzenini sağ olarak enkazdan kurtaran genç madenciler, küçük yaştaki yakınının ise cansız bedenini çıkarttı. Enkazdan canlı çıkartmanın çok zor bir durum olduğunu Kahramanmaraş'ta yaşanan depremde gördüğünü anlatan Oğuz, genç madencilere yaptıkları katkılardan dolayı bir teşekkür mektubu yazdı.

Mektubu “Onur Madalyası” yapıp madenin girişine astılar

Kurtarma çalışmalarının ardından Zonguldak'a geri dönen dört arkadaş, yeniden maden ocağındaki görevlerinin başına döndü. Kahramanmaraş'ta enkazdan bir kişi dahi fazla çıkartmanın umuduyla adeta dinlenmeden çalışan genç madenciler, ortak oldukları acıları unutmamak için teşekkür mektubunu "onur madalyası" sayıp maden ocağının girişine astı. Kendilerine has çalışma yöntemleri kullanarak, 'girilemez' denilen yerlere korkusuzca girip hayat kurtaran madenciler, dev enkaz yığınlarının ortasındakileri kurtarmanın buruk sevinciyle maden ocağına giriyor.

“Ülkemizin gerçekten bize ihtiyacı varmış”

12 yıllık maden işçisi Kadir Hamzaçebi, deprem olduğu zaman kendi imkanlarıyla bölgeye gitmeye karar verdiklerini anlattı. Hamzaçebi, “Kahramanmaraş'a vardığımızda ilk enkazı gördüğümüzde bir canlı sesi geliyordu. Kurtarma çalışmalarına başladık. Gelense 6-7 metre ilerideydi. Kazmalarımızla kazarak önce 17 yaşında cansız bedenle karşılaştık. Üzülerek cenazeyi çıkarttık. Daha sonra 37 yaşlarında bir kadın vardı, ayağı kirişe sıkışmıştı. Yaklaşık 4-5 saat ayağı ile uğraşmıştık. Bir yandan da kendisini motive ediyorduk. 112 ekipleri geldi. 5-6 saatlik uğraşmamızın neticesini alarak kendisini çıkarttık. Biz enkazda diğer enkazın içerisinde başka yaralı, cansız beden var mı diye mücadele ettik. 12-13 cansız bedeni ailelerine teslim ettik. Deprem anında bir daha böyle bir şey olduğu zaman bütün ülke olarak beklemeden, madenci olarak beklemeden gitmemiz gerektiğini anladık. Ülkemiz, milletimizin bize gerçekten ihtiyacı varmış. Bu depremde bunu anlamış olduk. Bize geldikten sonra orada yardımcı olduğumuz insanlar teşekkür mektubu yolladı. Biz de bu mektubu madenin girişine astık. Her madene girişte dua ediyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyoruz" dedi.

“Ülkenin sana olan ihtiyacını iliklerinde hisset”

1999 depreminde de kendilerinden büyük meslektaşlarının enkaz altından hayat kurtardığını anlatan maden işçileri, Kahramanmaraş felaketinde de canlarını hiç düşünmeden aynı kahramanlıkları gösterdi. Yaşadıklarını hiçbir zaman unutmayacaklarını ifade eden madenciler, kömür kazmak için girdikleri yer altında da canlarını birbirine emanet ediyor. Deprem bölgesinden unutamayacakları hatıralarla memleketlerine dönen işçiler, “Ülken için, sevdiklerin için iş güvenliğine dikkat et. Vurduğun her kazmada, attığın her kürekte ülkenin sana olan ihtiyacını iliklerinde hisset” yazılı notla maden ocağının yolunu tutuyor.