Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde oturdukları apartmanın depremde çökmesi sonucu Aktaş ailesinin bireyleri enkaz altında kaldı. Abdullah Aktaş 10 saat, kızı Mukaddes Erva 6 saat sonra enkazdan sağ çıkarılırken, eşi Ayşe Betül (30), kızı Zümra (4), kız kardeşi Özlem Aktaş (22) ve kuzeni İkra Süme (22) hayatını kaybetti.

Abdullah Aktaş, kendisinden 4 saat önce enkazdan çıkarılan ve komşuları tarafından hastaneye götürülürken yolda sağlık görevlilerine teslim edildiği söylenen kızı Mukaddes Erva’dan bir daha haber alamadı.

‘ENKAZDA 5 SAAT KONUŞTUK’

Abdullah Aktaş, kızı ile enkazda aynı yerde olduklarını söyleyerek, “Erva’nın sadece yüzünü göremedim; ama enkazda 5 saat beraber konuştuk. Sağlığının gayet yerinde olduğunu söyledi, ‘sadece ayağımı oynatamıyorum’ dedi. Enkazdan çıktığımda benim iki alt komşum Mehmet Ağabeyin eşinin kardeşi, ‘Ambulans olmadığı için çocuğu arabaya aldım hastaneye götürmek için. Yolda giderken trafik kapalıydı’ dedi. Gelen ambulansın önüne geçip çocuğu ambulansa verdiğini söyledi. Kızım bir de araçta istifra etmiş, istifra edince direkt ambulansa veriyorlar. Ambulans ile çocuğun gittiğini söyledi komşumun akrabaları” ifadelerini kullandı.

‘DNA SONUCU EŞLEŞME ÇIKMADI’

Abdullah Aktaş, o gün akrabaları ile Kahramanmaraş’taki tüm hastanelere baktıklarını ve kızını bulamadıklarını söyleyerek, “Tüm hastanelerde hastaların tek tek yüzlerine baktım. Orada tekrar doktora sordum. Doktor da ‘Ortopedik vakaları Kayseri’ye gönderdim’ dedi. Çocuğumdan hiçbir haber alamadım. Adana, Eskişehir, Kayseri, Mersin tüm devlet hastanelerini gezdim, yok. Ben kendi çabalarımla DNA testimi verdim. Sonucum dün itibarıyla çıktı. Hiçbir eşleşme bulamadım. Çocuğumdan hiçbir iz bulamadım. Akrabalar sosyal medya üzerinde paylaşımlar yaptı. Aile Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı’na gittim. Kahramanmaraş adliyesinde defnedilen otopsisi alınmış çocukların fotoğraflarına baktım tek tek. Ama benim kızım yok” diye konuştu.

BAKANLIKTAN 81 İLE TALİMAT YAZISI

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre; kimlik tespiti yapılamayan çocukların kimlik tespitinin yapılabilmesi için parmak izlerinin alınması, fotoğraflarının çekilmesi, ayırıcı fiziki özelliklerinin belirlenmesi gibi çalışmalar yürütülüyor. Ayrıca oluşturulan ekipler tarafından çocukların enkazdan çıkarılma ve hastane süreçleri dahil tüm takipleri yapılıyor, gerekirse tedavi süresince refakat hizmetleri sağlanıyor.

Tedavi sürecinde yakınlarına ulaşılamayan kimliksiz ve/veya kendini ifade edemeyen ve tedavisi tamamlanan çocuklar, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerince devletin bakım ve gözetimine alınıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve Bakanlıkta kurulan merkez tarafından ABS Afet Yönetim Modülü ve diğer bilgi kaynakları kullanılarak çocukların aile/yakınlarına ulaşılabilmesi için tarama/eşleştirme çalışmaları yapılıyor. Tarama-eşleşme çalışmaları kapsamında eşleşme olması halinde aileye ulaşılıyor. Aile ve yakınlarını sunduğu kanıtlayıcı bilgi ve belgelerle çocuğun teslimi tutanakla gerçekleştiriliyor.

Henüz yakınlarına ulaşılamayan, kimliksiz veya kendini ifade edemeyen çocuklar için yürütülecek süreçlere ilişkin AFAD, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile koordinasyon sağlandığı, 81 il valiliğine ve ilgili Bakanlıklara konuyla ilgili bir talimat yazısı yazıldığı da kaydedildi.

‘1405 ÇOCUK AİLELERİNE TESLİM EDİLDİ’

Öte yandan 23 Şubat itibarıyla 1890 refakatsiz çocuktan 1405’i ailelerine teslim edilirken, 380’inin hastanede takibi gerçekleştiriliyor, 105’inin ise bakanlık çocuk evleri sitelerinde bakımı sağlanıyor.