Masha ve Dasha Krivoshlyapova 1950 yılında Rusya'da dünyaya geldi. Ultrason cihazları, Masha ve Dasha'nın doğumundan 8 yıl sonra kullanılmaya başlandığından son ana kadar ikiz kardeşlerin anormallikleri hakkında hiçbir şey bilinmiyordu. İki gün iki gece doğum sancısı çeken anne Yekaterina Krivoshlyapova zorlu bir doğum gerçekleştiriyordu. Doğumdaki ebe ise "İkizler!" diye bağırıp bayılmıştı. İki kafa, dört kol ve üç bacakla doğan kız kardeşlerin kendi akciğerleri, kalbi, midesi, böbrekleri ve ince bağırsağı vardı. Kalın bağırsağı ve mesaneleri de birdi. Tek bir dolaşım sistemi ve iki ayrı sinir sistemine sahip ikizler, o dönemde insan vücudundaki dolaşım ve sinir sisteminin yapısını inceleyen Rus biyolog ve fizyolog Pyotr Anokhin'in dikkatini çekmişti. Fakat Anokhin'in 'bilim' uğruna duyduğu merak, siyam ikizlerinin hayatını adeta cehenneme çevirdi. Masha ve Dasha, Anokhin'in deneyleri için eşi bulunamaz deneklerdi. İkizler doğumdan çok kısa bir süre sonra alıkonulmuş, annelerine ise kızlarının zatürreden öldüğü söylenmişti. Annelerinden koparılan bebekler kısa bir süre sonra Moskova yakınlarındaki bir tıp enstitüsüne 'deney' için gönderildi. Sovyet doktorlarının 'deney' adını verdiği bu can yakıcı uygulamalar aslında bilim adına uygulanan korkunç işkencelerdi. İkiz kardeşlerden birinin vücuduna diğerinin etkilenip etkilenmediğini anlamak için radyoaktif maddeler bile enjekte edildi. Burada aynı dolaşıma ve ayrı sinir sistemlerine sahip olan siyam ikizlerden birinin ötekinin maruz bırakıldığı fiziksel zorluklara karşı nasıl tepki verdiği gözlemleniyordu. Bunun için doktorlar küçük kızları aşırı soğuk veya aşırı sıcak ortamlara sokuyor, bilinçli olarak uykusuz bırakıyordu. İkizler 12 yaşına gelene bu durum böyle sürdü. Kızlar sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda duygu düzeyinde de ayrılmaz bir şekilde birbirlerine bağlıydılar. Aynı rüyaları görüyor, biri içtiğinde diğeri sarhoş oluyor, biri karnını doyurduğunda diğeri de tok hissediyordu. Biri diş tedavisi görürken, diğeri anestezinin etkisi geçince ağrı ve mide bulantısı bile hissetmişti. Biri bir şey düşünmeye başlayınca, diğeri düşünmeye devam ederdi. ŞİDDET UYGULAMAYA BAŞLADI Ancak sıra motor becerilerinin ölçüldüğü dönemlere geldiğinde ikizlerden biri giderek itaatsizleşmeye başladı. Örneğin Masha'ya hemşireler çoraplarını giydirmek isterken tersleyip saldırgan tavırlar gösteriyordu. Dasha ise kardeşi Masha'nın tam tersi davranışlar sergiliyordu. Karakter olarak birbirinden oldukça farklı olan bu 2 kardeşin arasındaki fark büyüdükçe daha da güçleniyordu. Dasha daha uyumlu ve sakin bir çocukken, Masha ise agresif ve uyumsuzdu. Biyolojik annelerini arayıp bulamayacakları konusunda bile anlaşamadılar. Maşa bu fikre tamamen karşıydı. Sonunda annelerinin izini sürdüler ve anneleri yerine iki öz erkek kardeşleri olduğunu keşfettiler. Tamamen sağlıklı iki delikanlı, siyam ikizleriyle akraba olabileceklerini açıkça reddettiler. Kız kardeşlerin babası ise 1980 yılında beyin kanserine yenik düşerek vefat etmişti. Kimseye tahammülü olmayan Masha, ilerleyen zamanlarda kardeşine şiddet uygulamaya ve tehdit etmeye başladı. 11 yaşındayken Masha, Dasha'yı dövüerek burnunu kanatmış ve onu öldüreceğini söylemişti. Dasha'nın kardeşinin bu davranışına verdiği tepki ise oldukça şaşırtıcıydı. Sessizce kardeşinin uyumasını bekledi ve o uyuduktan sonra, burnundaki kanı silerek, "Umarım hastanedekilerin bundan haberi olmaz" dedi. Masha, Dasha'nın her hareketini kontrol etmek istiyordu. Öyle ki engelli öğrencilerin okuduğu bir okula gittiklerinde Dasha burada birine âşık olunca Masha daha da saldırganlaştı. AMELİYATI REDDETTİ, KARDEŞİYLE BİRLİKTE ÖLDÜ Kardeşinin zulmüne daha fazla dayanamayan Dasha ise henüz daha 18 yaşındayken canına kıymaya kalkıştı. Üstelik Dasha'nın alkol sorunları da vardı. Bu sorun gün geçtikçe daha da kötüye gidiyordu. Alkolizmden muzdarip olan sadece Dasha idi, Masha ise çok sigara içiyordu. İkisi diğerinin alışkanlıklarına karşı pek hoşgörülü değildi ve pek çok kişiyi şaşırtacak şekilde temelde farklı kişilik tipleriydiler. "Biz tek bir bedene hapsolmuş tamamen farklı iki insanız" derlerdi. Birbirinden tamamen farklı bu kız kardeşler tam 53 yıl boyunca birbirlerine bağlı şekilde ama sürekli bir anlaşmazlık içinde yaşadılar. Üstelik 50'inci yaş günlerinde Dasha, "Ne kadar ucube olduğumuzu biliyorduk. Hayatta elde ettiğimiz her şeyi, gözyaşları ve yakarışlarla en azından kendimiz için yapmak zorundaydık. İnsanlar her defasında 'Sen eşsizsin! Her şeye hakkınız var! Bundan faydalanmalısın!' diyordu. Ancak neyden faydalanacaktık, ucubeliğimizden mi? Güçlü karakterlerimiz sayesinde 50 yaşına kadar yaşadık" demişti. Takvimler 2003 yılını gösterdiğinde Masha geçirdiği kalp krizi nedeniyle öldü. Dasha'ya ise kardeşinin uyutulduğu söylense de o kardeşinin öldüğünü hissetmişti. Doktorlar Dasha'ya eğer isterse bedenlerinin ameliyatla ayrılabileceğini söylediler. Ancak o bu teklifi kabul etmedi. Nihayetinde ise ölü kardeşinin bedeni onu da zehirledi ve çok kısa bir süre sonra Dasha da hayata gözlerini yumdu.