2023 yılı ücret gelirlerinde uygulanacak gelir vergisi tarifesinin ilk dilimini 32 bin liradan 70 bin liraya, ikinci dilimini 70 bin liradan 150 bin liraya, üçüncü dilimini 250 bin liradan 550 bin liraya, dördüncü dilimini ise 880 bin liradan 1,9 milyon liraya çıkarılacağının açıklandığını belirten Taşkın, ilk dilimin 120 bin, ikinci dilimin de 250 bin liraya çıkarılması gerektiğini, aksi halde dar ve sabit gelirli kamu çalışanlarının vergi yükü altında ezilmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

Asgari ücrete yapılan yüzde 54,5 oranındaki artışın memur ve memur emeklilerine yapılmasını beklediklerine de değinen Necip Taşkın, aksi halde yükselen enflasyon karşısında memur ve memur emeklilerinin bu kışı çıkarmalarının mümkün olamayacağını belirterek, dar ve sabit gelirli kamu çalışanlarına ve emeklilere insanca yaşamalarını sağlayacak zam yapılmasını tüm kamuoyunun beklediğini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıkladığı vergi dilimi matrahlarının düşük kaldığını ve kamu çalışanları ile emeklilerin artan hayat pahalılığı karşısında nefes alması isteniyorsa vergi dilimlerinin yükseltilmesi gerektiğini belirten Taşkın, şunları ifade etti:

“2023 yılında uygulanacak olan vergi dilimi matrahı maalesef düşüktür ve beklentilerimizi karşılamamıştır. Zira bu rakamlar, enflasyon nedeniyle memur ve memur emeklilerinin kayıplarının karşılanması için 2022 yılı içinde uygulanması gereken matrahlardı. Bu düzenleme ile 2023 yılında da kamu çalışanlarının vergi yükü altında kalacakları ve yüksek vergi vermeye devam edecekleri gelmektedir.

Memur ve memur emeklilerinin insanca yaşayabilecekleri şartların oluşturulmasını ve geliştirilmesini talep ederken mevcut ekonomik dengeleri dikkate almak zorundayız. Bu nedenle vergi diliminin yükseltilmesini isterken aynı zamanda da vergi oranının %15’te sabitlenmesini, refah payı ve seyyanen zam verilerek dengenin sağlanmasını istiyoruz. Bu nedenledir ki eşit işe eşit ücret talep ediyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını ve vergide adaletin sağlanmasını talep ediyoruz. Kaşıkla verip kepçeyle alan bir sistem hiçbir zaman memur ve memur emeklisinin Anayasa ile güvence altına alınan insanca yaşama hakkını sağlayamaz.”