Çerkes sürgünü, 19. yüzyılın ortalarında Rus İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen ve Çerkes halkının Kafkasya'dan sürgün edilmesini kapsayan bir dönemi ifade eder.

Rus İmparatorluğu, Kafkasya'da kontrolü sağlamak amacıyla bir dizi askeri operasyon düzenledi. Bu operasyonlar sırasında, özellikle 21 Mayıs 1864'te son direniş merkezlerinin düşmesiyle birlikte, binlerce Çerkes öldürüldü ve milyonlarca Çerkes sürgün edildi. Çerkesler, Anadolu'ya, Suriye'ye, Ürdün'e ve diğer Orta Doğu ülkelerine zorla yerleştirildi.

Çerkes sürgünü, Çerkes Soykırımı olarak da bilinir. Bu süreçte, Çerkes halkı topraklarından sürüldü ve sürgün edildi. Sürgün sırasında birçok Çerkes hayatını kaybetti ve büyük bir insani trajedi yaşandı. Sürgün,  kültürel bir soykırım olarak kabul edilir. Çerkeslerin sürgün edilmesi, kültürel kimliklerinin büyük ölçüde yok olmasına ve halkın derin bir travma yaşamasına yol açtı.

Çerkes sürgünü, uluslararası alanda genellikle az bilinen ve tanınmayan bir tarihsel olaydır. Ancak bazı ülkelerde ve Çerkes diasporası arasında sürgünün tanınması ve hatırlanması için çaba gösterilmektedir. Sürgünün tanınması, tarihî adaletin sağlanması, soykırıma uğrayan halkların haklarının korunması ve benzer trajedilerin tekrarlanmasının önlenmesi açısından önem taşır.