Koronavirüs nedeniyle Mart 2020’den itibaren online gerçekleştirilen iş toplantıları, iş insanlarının yurt dışına açılmasını kolaylaştırdı. Daha önce yurt dışına gitmek, iş bağlantıları ayarlamak zorken online görüntülü konuşmalar sayesinde birçok iş insanı, ülke değiştirmeden iş anlaşmaları yapabiliyor. Bu nedenlerle özellikle son dönemde İngilizce öğrenmek isteyen iş insanlarının sayısı daha da çok arttı.
Yabancı dil öğrenmek istiyorlar
İş insanlarının yabancı dil öğrenimine artan ilgisi hakkında bilgi veren Dil Bilimci Seda Yekeler, “Daha öncesinde yurt dışına gidip iş anlaşması yapmak, bağlantı kurmak daha zordu. Birçok insan ise yabancı dili olmadığı için buna hiç kalkışmıyordu ama şimdi yabancılarla iş toplantısı ayarlamak çok kolay. Bu noktada tercüman aracılığıyla konuşmak ise çok verimli olmuyor. O nedenle son dönemlerde yabancı dil öğrenmek isteyen çok sayıda iş adamı oluyor” dedi.
Öğrenmenin yaşı yok
Yabancı dil öğrenmenin yaşının olmadığını belirten Yekeler, “Özellikle belli bir yaşa gelmiş olan katılımcılarım bazen ‘Okuldayken yabancı dil dersini hiç sevmezdim, tam bir umutsuz vakaydım’ ya da “bende yetenek yok” gibi negatif cümleler kurarlar. Ama unutmayınız ki okulda yabancı dil derslerinde pek de başarılı olmayan birçok insan daha sonra yabancı dili öğrenebilir. Günümüz dünyasında çok daha şanslıyız aslında… Modern yöntemler, eğlenceli ve iletişim kurmaya çok daha yardımcı metotlar mevcut. Yeter ki kendinize güvenin. Utanmak diye bir şey yok! Hata yapmak dil edinme sürecinin çok doğal bir parçasıdır” diye konuştu.
Kendi geliştirdiği özel metodu uyguluyor
Yabancı dil öğretiminde YEK metodunu uyguladığını aktaran Yekeler, metodla ilgili ise şu bilgileri verdi: “YEK metodu bilinen tüm dil edindirme uygulamalarından farklı olarak hafızayı güçlendiren, beyindeki gri maddedin arttırılmasını hedefleyen egzersizlerden oluşuyor. Deneyime dayalı ve kalıcı edinime kolaylık kazandıran bir yol. Yek Metot, kişinin beynindeki dil edinme bölgesi olan Broca bölgesinin nasıl çalıştığını ve ne kadar açık olduğunu ortaya koyan bir dil analizine dayanan ve bir dil haritasının çıkartıldığı bir metot. Yani kişiye özel. Uzun yıllar, sağ lob ile sol lobların birbirinden ayrı çalıştığına dair çalışmalar yapılmıştı. Son 20 yılda ise, özellikle birden fazla dil bilen insanların bu iki lobu aynı anda kullandıkları ortaya çıktı.”
Büyük ilerleme yaşanıyor
İş insanlarına da bu yöntemle dil öğrettiğini aktaran Yekeler, “Böylelikle İngilizce bilmeyen ya da konuşma cesareti olmayan iş insanlarında büyük ilerlemeler yaşıyoruz. Yıllarca İngilizce bilmediği için yurt dışıyla iş yapamayan katılımcılar şu anda çok ciddi anlaşmalar imza atıyorlar” dedi.
2009’da kurduğu Türkiye’nin ilk yabancı dil vakfı olan SEYEV’le Şanlıurfa, Ordu ve Hakkari gibi köy okullarına ve öğrencilere destek olan Yekeler, Sen de Konuşabilirsin' isimli kitabı hakkında ise “Bu kitap yabancı bir dil öğrenmek için bir türlü fırsat bulamadım diyenlerin, yabancı dil seviyelerini geliştirebileceklerine inandıran bir kitap olsun istiyorum. Türkiye’de artık anlıyorum ama konuşamıyorum sorunu çözülsün istiyorum” ifadelerini kullandı.