Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Günet Eroğlu’nun makalesi, EEG ve yapay zekâ teknolojilerinin otizm ve disleksi teşhisinde yüzde 82-99,2 doğruluk sağladığını ortaya koydu. Erken teşhis, bu nörogelişimsel farklılıklara sahip bireylerin hayatını değiştirebilir.İSTANBUL (İGFA) - Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) ve disleksi gibi nörogelişimsel farklılıklar, erken ve doğru teşhisle bireylerin özel eğitim ve destek alması açısından kritik önem taşıyor.
Ancak bu durumlar, dikkat eksikliği veya hiperaktivite gibi sorunlarla karıştırılabiliyor ve aileler tarafından fark edilmeyebiliyor, bu da tanı ve müdahalede gecikmelere yol açıyor.
Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Günet Eroğlu’nun kaleme aldığı “Disleksi ve Otizm Spektrum Bozukluğunda Biyobelirteç Tespiti için Elektroensefalografi Tabanlı Makine Öğrenmesi: Modeller, Özellikler ve Tanısal Fayda Üzerine Karşılaştırmalı Bir Derleme” başlıklı makale, EEG (elektroensefalografi) ve yapay zekâ teknolojilerinin bu bozuklukların erken teşhisinde devrim yaratabileceğini gösteriyor.
YÜKSEK DOĞRULUKLA TEŞHİS
Makale, 15 akademik çalışmayı analiz ederek, EEG verileriyle disleksi ve OSB’nin yüzde 82 ila yüzde 99,2 doğruluk oranlarıyla tespit edilebileceğini ortaya koydu. Geleneksel yöntemlerle teşhisi zor olan vakalarda, EEG tabanlı makine öğrenmesi, nöral biyobelirteçlerin objektif bir şekilde belirlenmesini sağlayarak büyük bir ilerleme sunuyor. Makale, disleksi ve OSB’yi ayrı ayrı inceleyen geleneksel yaklaşımlardan farklı olarak, iki durumu karşılaştırmalı ele alıyor. Bu, ortak nöral mekanizmaların ve metodolojik zorlukların daha iyi anlaşılmasını sağlayarak gelecekteki tanı süreçlerine ışık tutuyor.
KLİNİK UYGULAMALARA ENTEGRASYON
Dr. Günet Eroğlu, teknolojinin klinik uygulamalara entegrasyonu için hâlâ aşılması gereken zorluklar olduğunu belirtse de, yüksek doğruluk oranlarının umut verici olduğunu vurguladı.
Auto Train Brain CEO’su olarak Eroğlu, “Erken teşhis, bir çocuğun hayatını değiştirebilir. Her şey beyni anlamaktan geçiyor. EEG ve makine öğrenmesi, disleksi ve otizmli bireylerin potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak güçlü araçlar. Bu teknolojiler, teşhiste olduğu gibi tedavide de büyük kolaylıklar sağlıyor” dedi.
Makale, yapay zekâ ve nörobilim alanındaki bu yeniliklerin, nörogelişimsel bozuklukların erken teşhisi ve yönetiminde yeni bir dönemi başlatabileceğini gösterdi.
Eroğlu, bilimin ve teknolojinin bu alandaki dönüştürücü etkisine dikkat çekerek, klinik süreçlerin daha verimli ve erişilebilir hale getirilmesini hedeflediklerini ifade etti.