Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2. Dünya Savaşı’nda Avrupa’daki Yahudilere yönelik soykırımın bedelini bugün Filistinlilere ödetmek haksızlıktır, vicdansızlıktır. Kudüs’ü 400 yıl boyunca adaletle yönetin bir ecdadın torunları olarak Filistin’de kan, gözyaşı ve zulüm görmek istemiyoruz” dedi. Afganistan’daki gelişmelerin göç akını riskini arttırdığı kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 5 milyona yakın yabancıya ev sahipliği yapan ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleşen İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 16. Konferansı açılış oturumuna katıldı.

Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansın ana temasının ’Paylaşım, vicdan ve İslam, Filistin, göç ve Afganistan’ olarak belirlenmesini isabetli buluyorum. İnsanlık olarak son 2 yıldır şimdiye kadar 5 milyona yakın kişinin hayatına mal olan büyük bir salgınla mücadele ediyoruz. Salgın dönemde insanı merkeze alan bir yaklaşım sergiledik. Her fırsatta insanlığa demokrasi, hak ve hukuk dersi verenler kendi sınırları dışındaki dramlara kulaklarını tıkarken elimizdeki tüm imkanları dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaya hassasiyet gösterdik. 160 ülkeye yardım ulaştırdık. 11 ülkeye aşı tedarikinde bulunduk. Yerli aşımız Turkovac için acil kullanım onayına kısa süre önce başvurduk. Bir an önce neticelendirmeyi arzu ediyoruz” dedi.

Filistin meselesine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin melesi hepimizi bir araya getiren yapı taşlarından birisidir. Kudüs davası yalnızca Filistin’deki bir avuç cesur Müslümanın davası değildir, İslam aleminin ortak davasıdır. Filistin davası gündemimizin en üst sıralarında yer almayı sürdürüyor. Batı Şeria’da tek taraflı uygulamalar günden güne artıyor. Filistinli kardeşlerimizin sokak ortasında infaz edildiğini masum Filistinli çocuklara eli kanlı terörist muamelesi yapıldığını sıklaştığını görüyoruz. Gazze’ye yönelik haksız, hukuksuz ve vicdansız abluka da devam ediyor. Filistin’i nefessiz bırakarak haklı davasından vazgeçirmeye çalışan bu politikalar Filistinli kardeşlerimizin şanlı direnişi sayesinde hamdolsun hedefine ulaşamamıştır. Bu politikalar sebebiyle bölgede normalleşme çabaları hep hakim kalmıştır. Gelinen aşamada herkesin bu gerçeklerin farkına vardığına inanıyorum. 2. Dünya Savaşı’nda Avrupa’daki Yahudilere yönelik soykırımın bedelini bugün Filistinlilere ödetmek haksızlıktır, vicdansızlıktır. Kudüs’ü 400 yıl boyunca adaletle yönetin bir ecdadın torunları olarak Filistin’de kan, gözyaşı ve zulüm görmek istemiyoruz. Birlik ve beraberlik içinde hareket etmeli Filistin davasını zaafa uğratacak her türlü hareketten kaçınmalıyız. Filistin davasının dünya gündeminde hak ettiği yere getirilmesi ve adil bir çözüm bulunması için gayretlerimizi sürdürmeliyiz. Filistinlilerin de kendi aralarındaki tefrikayı sonlandırmaları çalışmalar açısından son derece önemlidir. Beklentimiz Filistinli kardeşlerimizin birlik, beraberlik ve dayanışmalarını güçlendirerek bu sürece destek vermeleridir” diye konuştu.

“Ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamla “Afganistan’ın kalıcı barışa kavuşması temennimizdir. Şu anki zor kış şartlarında Afgan kardeşlerimize yönelik insani yardımların sürdürülmesi öncelik taşıyor. Tavsiyelerimizi net biçimde muhataplarımıza iletiyoruz. Afganistan’ın tekrar çatışmaya sürüklenmemesi için gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Afganistan’daki gelişmelerin göç akını riskini arttırdığı malumunuzdur. 3.6 milyonu Suriye’den gelenler olmak üzere yaklaşık 5 milyona yakın yabancıya ev sahipliği yapan ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. Batı dünyası hep üç maymunu oynadı. Aylan bebeğin hepimizin yüreğini dağlayan dramları karşısında yine bir şey yapmayan bunlardır. Yardım sözlerinin önemli kısmını yerine getirmediler. Suriye’de bir milyona yakın kişi hayatını kaybetmişse bunda rejim ve terör örgütlerinin saldırıları kadar batı dünyasının riyakarlığının da payı vardır. Müslümanlar olarak sadece korona virüsle değil giderek yükselen İslam düşmanlığı ile de mücadele ediyoruz. Müslümanlar özellikle Müslüman kadınlar başta olmak üzere ırkçı politikaların mağduru oluyor. Batı ülkelerinde nefret söylemleri günlük hayatı da esir alıyor. Sokakta, iş yerinde, pazarda, markette ırkçıların saldırısına uğrayan bir vatandaşımızın haberini alıyoruz” dedi.