Sivaslı aşıklar, öz kültüründen uzaklaşan gençlerin Batı kültürüne özenti duymasından yana endişeli.

Sivaslı aşık ve ozanlar, gençlerin Batı kültürüne özenti duymasından yana kaygılı. Gençlerin Batı kültürü müziği tercih etmesinin aşıklık ve ozanlık kültürünü yok edeceği endişesi taşıyorlar. Aşıklar, alttan yeni gençler yetişmediği için endişelerini dile getiriyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan Sivas Fasıl Heyeti Aşıklar, Şairler ve Halk Oyunları Derneği Başkanı Ahmet Ayık, ellerinden geldiği kadar bu kültürü yaşatmaya çalıştıklarını belirtip, “2001 yılında bu derneği kurduk. Sonuna kadar da devam ettireceğiz. Ozanlar, şairler, sıra gecesi gezmesi ekiplerimiz ile orta oyunları ile Sivas kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz. Sivas’ta bu alandaki tek kültür derneğiyiz. Üyemiz olan aşıklarımızın ülke çapında dereceleri var, ozanlarımızın dereceleri var. UNESCO’ya da yapılan bir başvuru var. Onaylanırsa bu kültür konuma altına alınmış olacak” dedi.

“Aşıklar kelaynak kuşu gibi”

Sivas Fasıl Heyeti Aşıklar, Şairler ve Halk Oyunları Derneği Başkanı Ahmet Ayık, aşıkların kelaylak kuşu gibi sayılarının hızla azaldığını ifade edip, “Bu kültür kimin kültürü, gençler sahip çıkmazsa kim sahip çıkacak. Yeni nesile anlatamıyoruz. Alttan gelen yok. Aşıklarımız Kelaynak kuşu gibi, sayıları çok azaldı, bir çoğu öldü. Alttan gençlerimizi bu kültüre yönlendirmemiz gerekiyor ki başka yerlere gitmesinler. Batı müziği ile, caz müziği ile çoluk çocuğumuzu aldatıyorlar, o kültüre yönlendiriyorlar. Onlarda olsun onlara karşı değiliz ama asıl öz kültürümüze sahip çıkalım. O aşık Veysellerin, Ruhsatilerin, Pir Sulta Abdalların yetişmesini istiyorsak bizlere sahip çıkılması gerekiyor ki alttan gençler yetişsin. Bizim imkanımız yok ki onları alıp alttan yetiştirelim. Böyle kültür evleri olmayınca başka yerlere gidiyorlar” dedi.

“Her önüne gelene aşık deniliyor”

Aşıklık, ozanlık kültürünün okullarda anlatılması gerektiğini ifade eden Ahmet Ayık, şunları söyledi. “Aşıklarımız, ozanlarımız kendilerini tanıtamayınca kenarda kalmış oluyor. Çocuklarımız başka yönlere yönlendirilmiş oluyor. Alttan gelecek olanda bu kültüre heves duymuyor. Çocuklarımız mesela aşığın ne olduğunu bilmiyor. Aşık deninde açma atışma gelir, doğaçlama yapan gelir. Şiir yazan, saz çalan. Kendi çalıp söyleyene ozan denir. Şimdi ise halk müziği sanatçısına da aşık diyorlar, her önüne gelene aşık diyorlar. Aşıklık ayrı, ozanlık ayrı, şairlik ayrı. Bunların tek tek okullarda öğretilmesi lazım.”