MERSİN (İHA) – Son dönemde sebze ve meyve fiyatlarındaki artışlar, üreticiyi de tüketiciyi de sıkıntıya sokarken, halciler de aradaki fiyat uçurumlarından dertli. Mersin Halciler Derneği Başkanı Münir Şen, “Tarım sektörü, serbest piyasa ekonomisinin dışında planlanmalı, çünkü gıda lüks değil, sosyal devletin gereğidir. Her vatandaşın buna ulaşabilir olması lazım" dedi.

Mersin Halciler Derneği Başkanı Münir Şen, üreticinin içinde bulunduğu sıkıntılı süreçten haldeki fiyatlara, market ve pazarlarda fırlayan fiyatlardan tüketicinin durumuna kadar son dönemdeki sorunları ve taleplerini İHA muhabirine anlattı. “Bana göre üreticiler halk kahramanı” diyerek söze başlayan Dernek Başkanı Şen, üreticilerin özellikle pandemi sürecinde hayatlarını hiçe sayarak insanlık adına üretmeye devam ettiklerini söyledi. Ancak, şu anda üreticilerin durumunun içler acısı olduğunu belirten Şen, “Dünyayı etkisi altına alan bir küresel kriz var ama bunun ülkemizde yansımaları çok daha fazla iliklerimize kadar artık biz bunu hissediyoruz” diye konuştu.

“Perakende alanında ciddi anlamda tekelleşme var”

Hal fiyatlarıyla market fiyatları arasındaki uçuruma dikkat çeken Şen, yıllardır şikayetçi oldukları konunun; perakende alanında ciddi anlamdaki tekelleşme olduğunu vurguladı. Şen, “Bugün 4-5 tane market yaklaşık 50 bin şubeyle ciddi anlamda tekelleşmişler. Ama şu anki süreçte onlar da zor durumda. 1 liralık bir soğan halden çıktığı zaman biz bunun içinden sadece yüzde 8 hizmet bedeli alırız ama bu natüreldir, bunu marketçi, pazarcı veya tüccar arkadaşımız aldığı zaman işlemek durumunda, kartona koyacak, plastiğe koyacak, navlun ödeyecek” ifadelerini kullandı.

“Tarım sektörü, serbest piyasa ekonomisinin dışında planlanmalı”

Devletin bir an önce adım atması gerektiğinin altını çizen Şen, “Tarım sektörü, serbest piyasa ekonomisinin dışında planlanmalı, çünkü gıda lüks değil, sosyal devletin gereğidir. Her vatandaşın buna ulaşabilir olması lazım. Ama bugün 1 kilogram domates halde 2,5 lira, üretici ayağına baktığınızda bir ekmek alamıyor sattığı fiyatla ama maliyetler ve pazarlama üzerine bindiği zaman bugün Ankara’da, İstanbul’da, Edirne’de, Kars’ta bir markette veya pazar yerinde 8-10 liradır. Asgari ücretle çalışan bir vatandaşımızın buna ulaşması mümkün değil” şeklinde konuştu.

“Sorunları reddederek bir yere varamayız”

“Bu ülkenin bir tarım politikasına ihtiyacı var” diyen Şen, pazarlama ayağının da düzenlenmesi gerektiğini kaydetti. Karşılıklı suçlamalarla sorunların çözülemeyeceğine dikkat çeken Şen, talep ve beklentilerini şöyle anlattı:

“Tarımsal emtialarda KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesi; yüzde 18 KDV’lerin en azından yüzde 8’e düşürülmesi lazım. Devletin çözüm odaklı bir adım atması lazım. Sadece birbirimizi suçlayarak biz bu işi çözemeyiz. Sorunları reddederek de bir yere varamayız. Tarımın tüm paydaşları, üreticiden nihai tüketiciye kadar herkes masanın etrafında toplanmalı, ne gerekiyorsa el birliğiyle yapmalıyız. Bizler ve temsil ettiğimiz üreticiler üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Bugün üretimin dışına çıktığımız zaman tükeniriz. Türkiye bir tarım ve hayvancılık ülkesi; hayvancılık da tarıma bağlı. Tarımı bitirdiğiniz zaman hayvancılığı da bitirirsiniz. Onun için aklıselim davranmamız, duygusallığa yer vermememiz lazım. Bir an önce bir eylem planının açıklanması lazım".

“Bir an önce bir çözüm bulunamazsa seneye bu fiyatların 5-10 katı konuşulacak”

Dünyanın ve Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiğini, ancak birlikte hareket ederek sorunların üstesinden gelebileceklerini ifade eden Şen, “İnanın, bir an önce bir çözüm bulunamazsa seneye bu fiyatların 5-10 katı konuşulacak, çünkü üretecek insan kalmayacak. Böyle bir şansımız yok. Üretici tek başına bunu kaldıramaz. Bizler, onları temsilen onlara destek oluyoruz ama bizim de gücümüz bir yere kadar. Evet, ülke olarak, dünya olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz ama birlikte hareket edebilirsek bunu aşabileceğimizi düşünüyoruz. Acilen bir tarım eylem planı, çözüm odaklı bir toplantı yapılması lazım” dedi.

“Üreticiyi, halciyi, marketçileri suçlayarak bir yere varamayız”

Kamuoyunda fahiş fiyatlarla ilgili bir bilgi kirliliği olduğunu öne süren Şen, sürekli halcilerin suçlanmasına da tepki gösterdi. Şen, “Fahiş fiyat yok mudur? Elbette ki vardır ama bunu denetlemek devletin görevidir. Halcileri suçlayarak veya marketleri suçlayarak, üreticiyi suçlayarak biz bu işi çözemeyiz. Sürekli halciler suçlanıyor. Madem bizim böyle bir gücümüz var neden soğan bugün 1 liraya satılmıyor, neden limon 50 kuruşa satılmıyor? Bizlerin ne kadar masum olduğu gerçeği de ortaya çıkıyor. Bizim böyle bir gücümüz olsaydı bugün 50 kuruşa satılmayan ürünümüzü 5 lira, 3 lira yapardık. Arz ve talep; bunun da başı planlamadır. Üreticiyi suçlayarak, halciyi suçlayarak, marketçileri suçlayarak bir yere varamayız. Sorunu kabullenerek çözüm noktasında hep beraber irade göstermeliyiz. Yoksa maalesef seneye bu ürünü üretecek çiftçiyi bulamayız ve insanlar da o zaman gerçekten fahiş fiyatlarla karşı karşıya kalır” diye konuştu.

“1 kilogram soğan 1 ekmek almıyor”

Bugün üretim maliyetlerinin en iyimser tahminle 4 katına kadar çıktığını belirten Şen, girdi maliyetlerinin oldukça yükseldiğine dikkat çekti. Şen, “Bir an önce üreticiyi sistemin içinde tutabilmek için çözüm üretmemiz lazım. Bugün kuru soğan halde 1 liraya satılmıyor. Düşünün, 1 kilogram soğan üretmişsiniz 1 ekmek almıyor. 1 kilo pırasa bir ekmek almıyor, 1 kilo brokoli halde 2 lira ve bir ekmek almıyor. Karnabaharın kilogramı 1 lira, 2,5 kilo karnabahar satacaksınız ancak bir ekmek alabiliyorsunuz. Ispanak 2,5 lira. Ispanak gibi çok özel bir ürün bile sadece 1 ekmek alabiliyor” ifadelerini kullandı.