Toplumda sıkça görülen hemoroidal hastalıkların altında birçok faktörün yer aldığına dikkati çeken Prof. Dr. İlker Sücüllü, “Hemoroid hastalık olmayıp anatomik bir oluşumun adıdır ancak bazı durumlarda kanama ve sarkma gibi belirtiler gösteren hemoroidal hastalık haline gelebilir” dedi.

Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Cerrahi Onkoloji Bölümünden Prof. Dr. İlker Sücüllü, toplumda sıkça görülen hemoroid rahatsızlığına karşı önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Sücüllü, hemoroidin hastalık olmayıp anatomik bir oluşumun adı olduğunu belirterek, “Hemoroidler sindirim sistemimizin son bölümü olan ve anüs olarak adlandırılan bölgede yerleşik damarsal yapılardır. Dışkı ve gazın tutulmasında, anüsü tam kapanmasını sağlamak gibi önemli görevleri vardır. Bazı durumlarda kanama ve sarkma gibi belirtiler gösteren hemoroidal hastalık haline gelebilirler. Hemoroidal hastalığın toplumda görülme sıklıkları ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalarda hemoroidal hastalığın Fransa’da görülme sıklığı yüzde 5 ila 7, İspanya’da yüzde 13, Japonya’da ise yüzde 17 olarak tespit edilmiştir. Ülkemizde bu konuda net bir istatistik olmamakla birlikte oranların çok daha yüksek olduğu bir gerçektir” diye konuştu.

“Yetersiz su tüketimi ve beslenme tetikliyor”

Hemoroidlerin iç ve dış olarak ikiye ayrıldığına dikkati çeken Prof. Dr. Sücüllü, ’’İç hemoroidler anüsün hemen içerisinde yer alır ve hastalık olmadığı durumlarda görülmezler. Dış hemoroidler ise makatın hemen dışında anoderm olarak adlandırılan cildin altında yerleşiktirler. Beslenme ve tuvalet alışkanlıkları bu konuda büyük önem arz etmektedir. Yetersiz posa ve su tüketimi kabızlığa kabızlıkta hemoroidal hastalığa neden olmaktadır. Tuvalette uzun süre vakit geçirme, çok ıkınma ve tutma (erteleme) gibi durumlarda hemoroidal hastalık görülme riski artmaktadır. Ayrıca sürekli oturarak çalışanlarda, ağır egzersiz yapanlarda da sıkça görülmektedir’’ şeklinde konuştu.

“Yumrunun patlaması ciddi sorunlara yol açabilir”

Prof. Dr. Sücüllü, hemoroidal hastalığın en sık belirtileri arasında kanama ve sarkma yani meme oluşumu olduğunu işaret ederek, şu bilgileri verdi: ’’Hemoroidlerin tromboze yani yumru olması (içerisinde pıhtı birikmesi ve içeriye girememesi) gibi durumlarda şiddetli ağrı da belirtilere eklenir. Hemoroid yumrusunun kendi kendine patlaması durumunda ciddi kanama görülebilir ayrıca erken evrede tespit edilmesi durumunda kolaylıkla tedavi edilebilecek iken daha zor tedavi edilebilir hale gelmiş olur. Hemoroidal hastalığın tanısı fizik muayene ile konur. Bu muayene sırasında anal kanalın iç bölümünün değerlendirilmesini sağlayacak, tüp şeklinde, ucunda ışık bulunan adına anoskop cihazlardan da faydalanılır. Lazer tedavisi anal bölge hastalıklarında, uygun hasta ve hastalık evresinde kullanıldığında ameliyat sonrası ağrının yönetiminde çok ciddi avantajlar sağlamaktadır.’’