Diyet ve spor yaptığınız halde bir türlü kilo veremiyor ve artık bunların işe yaramadığını düşünüyorsanız bunun nedeni alışkanlıklarınız ve beslenme hatalarınız olabilir.

İdeal ve sağlıklı kilo verme programında haftalık ağırlık kaybı ortalama 1-1,5 kilo arasındadır. Ancak bazen diyet yapılmasına rağmen kilo kaybı bir türlü gerçekleşmez. Eğer insülin direnci, hipotiroidi ve Cushing sendromu gibi bazı hastalıklar yoksa, kilo vermekte güçlük yaşanması hatalı bazı alışkanlıklar ve yine hatalı beslenme tarzından kaynaklanıyor olabilir.

Sağlıklı kilo kaybı ancak doğru bir beslenme programının yanı sıra doğru yapılan fiziksel aktivite ile gerçekleşebilir. Diyette var olan içeriklerin mümkün olduğunca dışına çıkılmaması, beslenme dengesini bozacak şekilde olan yönelimlerin önüne geçilmesi, duygusal ya da strese bağlı yeme ataklarının gerekirse profesyonel bir destekle çözümlenmesi, uzun vadede kalıcı beslenme alışkanlığı kazanmak adına önemli.

Tüm gün hareketsiz bir şekilde oturduğunuzda vücudunuz kaloriyi yakmakta zorlanır. Bu durumda muhtemelen yaktığınız kalori aldığınız kaloriden daha az olacaktır. Sağlıklı bir şekilde kilo vermek için vücudunuza uygun egzersiz olmazsa olmazlardandır. Egzersiz düzenli olarak yapıldığında ideal vücut ağırlığını koruma, dayanıklı olma ve esneklik sağlama gibi birçok konuda yararlı olabiliyor. Gün sonunda kilonuzun yüzde 70’i diyetle, yüzde 30’u da egzersizle azalıyor. 

Arkadaşlarınızla sohbet ederken tabağınızı bitirmeye mi çalışıyorsunuz ya da elinizde tabağınız film mi izliyorsunuz? Özetle, yemek dışında başka her şeyle ilgileniyorsanız, kilo vermekte güçlük çekmenizin sorumlusu, ‘yemeklerinize odaklanmamak’ olabilir.

Yemeğinizi ekran karşısında olmayan bir masada yavaş ve iyice çiğneyerek, renk, koku, tat ile dokuların farkına varmaya çalışarak tükettiğinizde, doyduğunuzu anladığınız an yemek yemeği bıraktığınızda ‘sezgisel yeme’ davranışının büyük çoğunluğunu gerçekleştiriyor ve kilonuzun azalmasına katkı sağlamış olursunuz.

Vücut susuz kaldığında ya da diğer bir deyişle içilen su miktarı yeterli gelmediğinde sindirim enzimlerinin ve bağırsakların çalışma temposu yavaşlar. Yavaşlayan sindirim sistemi de kalori yakımının azalmasına, yağ yakımının yavaşlamasına ve bunların sonucunda kilo artışına veya kilo verememeye neden olabilir. Bilimsel kuruluşların genel kılavuz ilkelerine göre, sağlıklı bir yetişkinin kilo başına her gün yaklaşık 35 ml su içmesi gerekir. Örneğin, 50 kilogram ağırlığındaki bir kişinin günde en az 1,7 litre su içmesi büyük önem taşır.

Çok uzun süre ‘diyet’ yapıyor olmak da kilo vermenizi önleyebilir. Aylardır kilo veriyorsanız belki de artık bir direnç noktasına ulaşmış olabilirsiniz. Bu durumda diyet yapmaya biraz ara vermeniz gerekiyor olabilir.

Aşırı miktarda kalori alımını, dolayısıyla kilonuzu porsiyon ayarlamasıyla kontrol altında tutabilirsiniz. Dışarda sipariş verdiğiniz yemeklerin porsiyonları genelde sağlıklı önerilen miktardan fazla olur. Örneğin, bir restoranda sipariş ettiğiniz biftek üç porsiyon et içerebilir. Üstelik çoğu zaman patates kızartması ya da makarnayla servis ediliyor ki bu da alınan kaloriyi belirgin bir şekilde artırır. 

Uyku düzensizliği nedeniyle iştahı, dolayısıyla besin alımını arttıran grelin hormonunun vücuttaki seviyesi yükselirken, tam tersi etkiye sahip olan leptin hormonu ise baskılanır. Bunların sonucunda da şişmanlama riski artar.

Kilo verememenize neden olan uyku engelini ortadan kaldırmak için yumurta, balık, kavrulmamış ve tuzsuz kuruyemişler tüketin. Bu besinler, uykuya dalmanızı kolaylaştırır ve daha uzun süre uykuda kalmanıza yardımcı olduğu bilinen melatonin hormonunun en yüksek kaynaklarını oluşturur.

Araştırmalara göre, çok fazla fiziksel aktivite yapıldığında vücut kalori yakımını durdurarak tepki gösterir. Bu nedenle aşırı egzersiz yapan kişilerde kısa vadede kilo verilse de orta ve uzun vadede zayıflama söz konusu olmaz. Dolayısıyla tek başına aşırı spor programı kilo vermede yeterli değildir ve sağlığı olumsuz etkiler. Kilo vermek için spor ile beraber mutlaka diyet yapılmalı.

Gece geç saatlerde yemek, vücut ısınızı, kan şekerinizi ve insülin seviyelerinizi yükselterek yediklerinizin depolanmasına ve kilo verememenize yol açabilir. Bu nedenle yemeğinizi yatmadan en az üç saat önce bitirmeye çalışın. Akşam yemeğinden sonra atıştırma konusunda dikkatli olun, zira televizyon seyrederken veya bilgisayar kullanırken fark etmeden fazla kalori alırsınız. 

Stres, adrenal bezler ile kana glikoz salınımı emrini veren ve beynin enerji için glikoz kullanımını artıran kortizol adı verilen başka bir hormon salgılanır. Bu hormonlar stres geçene kadar normal seviyesine dönmeyebilir. Stres geçmezse, sinir sistemi sonunda iltihaplanmaya ve hücrelere zarar verebilecek fiziksel reaksiyonları tetiklemeye devam eder. Bu sorunları azaltmak ve yönetmek için kafein, rafine karbonhidrat ile şarküteri ürünlerinin tüketimini azaltırken, meditasyon ve egzersize de zaman ayırmalısınız.