Günümüzde 65 yaş üstü 100 kişiden 8’inde Alzheimer hastalığı görüldüğüne dikkati çeken Nörolog Uzm. Dr. Fatma Ebru Yücel Algül “Alzheimer demansı tanılı hastalarımızın tedavisinde hasta ve hasta yakını ile kurulan iletişimin ve hastalıkla başa çıkmaya yönelik ilaç dışı yöntemlerin hayata geçirilmesi en az ilaç tedavisi kadar önemli. Hasta yakınlarımızın hastalık hakkında kısa süreli eğitim programlarına katılmalarının hastalığın bir sonraki evreye geçişini geciktirdiği gösterildi” dedi.

Medipol Üniversitesi Vatan Kliniği Nöroloji Bölümünden Uzm. Dr. Fatma Ebru Yücel Algül, bunama sebepleri içinde en sık görülen hastalık olan Alzheimer’da, hasta yakınlarının üzerine çok fazla iş düştüğüne dikkat çekti. Uzm. Dr. Yücel Algül, günümüzde tüm dünyada özellikle de gelişmiş ülkelerde ve refah toplumlarında en hızlı artan yaş grubunu 65 yaş ve üstü kişiler oluşturduğunu belirterek “65 yaş üstü 100 kişiden 8’inde Alzheimer hastalığı görülüyor. 21’inci yüzyılda doğal, sosyal veya ekonomik felaketlerle karşılaşılmazsa hastalığın görülme sıklığı daha da artacak. Günümüzde Türkiye’de 300 bin civarında Alzheimer hastası olduğu düşünülüyor” dedi.

“SOSYAL İLİŞKİLERİNİ SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIN”

Alzheimer demansı tanılı hastaların tedavisinde hasta ve hasta yakını ile kurulan sağlıklı iletişimin en az ilaç tedavisi kadar önem taşıdığına işaret eden Uzm. Dr. Yücel Algül, şöyle devam etti: “Öncelikle demansı henüz çok ilerlememiş, başlangıç evresinde olan hastalarımız için hobilerinin ve sosyal ilişkilerinin sürdürülmesi çok önemli. Hastaların sevebilecekleri, zevk alabilecekleri herhangi bir uğraşı edinmeleri çok faydalı olacaktır. Yürüyüş ve benzeri hafif egzersizler yapmak faydalıdır. Araba kullanmalarının sakıncalı olduğu bilinmelidir. Banyo ve sofra sırasında müzik dinlemenin sinirlilikte azalma ve iş birliği yapmada artış gösterdiği biliniyor. Aynı zamanda aile üyelerinin ses ve görüntü kayıtlarının dinletilmesinin ve izletilmesinin de benzer etkisi olduğu tespit edildi. Düzenli ve kesintisiz gece uykusu çok önemli olup; gece uyku kalitesini bozabilecek gündüz uyuklamalarından kaçınılmalı. Kahve, çay gibi uyarıcıların akşam içilmemesine özen gösterilmeli, onun yerine ılık süt ya da rahatlatıcı bitki çayları tercih edilmeli.”

“ORTA EVRE HASTALAR YALNIZ BIRAKILMAMALI”

Uzm. Dr. Yücel Algül, orta evre demans hastalarının ise yalnız sokağa çıkmaması gerektiğini belirterek, şu tavsiyelerde bulundu: “Ev aygıtlarını kullanmakta zorlanma sıklıkla görüleceği için kaza riski ihtimali çok yüksek. Bu konuda dikkatli olunmalı ve önlemler alınmalı. Eğer hastamız huzursuzsa ve sinirli davranışlar sergiliyorsa (tehlikeli boyutlarda değilse) konuyu değiştirme, dikkatini çelme gibi ufak hamleler sakinleştirmek için iyi bir yöntemdir. Eğer herhangi bir tetikleyici fark edildiyse tetikleyici olayın önüne geçilmeli. Mesela aynada kendini görüp korkuyorsa aynanın kaldırılması gibi. Bu evrede artık hastamızın yalnız yaşamayacağı bir düzen kurulmalı. Hastaya bakmakla yükümlü hasta yakınlarımızın muhtemel depresyon açısından yardım almaları da kritik öneme sahiptir. Yine hasta yakınlarımız için destek grupları da bulunmaktadır.”

İleri evre demans hastalarının ise genellikle yatağa bağımlı ve başkalarının yardımı ile günlük yaşam aktivitelerini idame ettirecek durumda olduklarını ifade eden Uzm. Dr. Yücel Algül, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu evrede yatak yaralarının gelişmemesi açısından sık sık pozisyon değişikliği yaptırılmalı, yutma problemi yaşayan hastalarımız için enfeksiyon riskinden korunmak adına mideden sonda ile beslenmesinin gerekli olduğu bilinmelidir. Gerektiği durumlarda sağlık merkezine başvuru yapmakta gecikilmemelidir. Hasta yakınlarımızın hastalık hakkında kısa süreli eğitim programlarına katılmalarının hastalığın bir sonraki evreye geçişini geciktirdiği gösterildi. Günümüz çağında internet, telefon gibi sık kullanılan aracılarla bu bilgilere çok kolaylıkla ulaşılabilir.”