İran’da 13. dönem Cumhurbaşkanlığı seçimleri için 7 aday arasında sosyal ve kültürel konuların tartışıldığı 2. münazara, İran devlet televizyonu binasında muhafazakar Cumhurbaşkanı adayı İbrahim Reisi ile İran Türkü olan reformist aday Muhsin Mihralizade arasında Azeri-Türk tartışması ile başladı.

İran’da 18 Haziran tarihinde gerçekleşecek olan 13. dönem Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde adaylar arasında 2. münazara İran devlet televizyonu binasında düzenlendi. Sosyal ve kültürel konuların tartışıldığı 2. münazarada, muhafazakar Cumhurbaşkanı adayı ve İran Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi ile İran Türkü olan reformist aday Muhsin Mihralizade arasında Azeri - Türk tartışması ile başladı. Münazara konuşmasına, İran Türklerinin kendisine gösterdiği teveccüh ve sevgiye teşekkür ederek başlayan Reisi, ilk münazara sonrası farklı eyaletlerden İran Türklerinin kendisine ulaştıklarını ve sevgilerini gösterdiklerini belirterek, "Bana sevgi ve teveccühlerini gösteren Azerilere keramet ve samimiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

"HUKUK VE YASA, ADALETE BAĞLI OLMALIDIR"

Konuşmasında sosyal adalete vurgu yaparak, alınan yanlış ve adil olmayan kararların toplum arasında sınıflaşmaya neden olduğunun altını çizen Reisi, "Hukuk ve yasa, adalete bağlı olmalıdır. Eğer ülkedeki tüm enerjimizi adaletin tesisine ayırırsak, tüm toplumsal tabakalar ortadan kalkar. Alınan yanlış ve adil olmayan kararlar, toplum arasında sınıflaşmaya neden oluyor. Bugün toplumumuz, büyük toplumsal sorunlar ile karşı karşıyadır" ifadesini kullandı.

İlk münazarasında, medya ve internet özgürlüğünü vaat etmesinin ardından 2. münazarada Reisi, bağımsızlığın toplumsal özgürlük ile birlikte olmasının önemine dikkat çekti. Reisi, "Bağımsızlığın toplumsal özgürlük ile birlikte olması çok önemli. Hükumet, bu özgürlüğü toplumda var etmeli ve bunu oluşmasını sağlamalıdır" dedi.

MİHRALİZADE, "İRAN’DA AZERİCE DEĞİL, TÜRKÇE KONUŞANLAR VAR"

Muhafazakar Cumhurbaşkanı adayı Reisi’nin ardından söz alan reformist Cumhurbaşkanı adayı Mihralizade konuşmasına, Reisi’nin "Azeri" açıklamasına tepki göstererek başladı. Mihralizade, "Sayın Reisi, Azerice konuşanların kendisini arayarak kendisine sevgilerini ve muhabbetlerini gösterdiklerini söylüyor. Ben, Reisi’nin Azeri sözüne bir düzeltme getirmek istiyorum. Çünkü ülkemizde Azerice konuşanlar değil, Batı ve Doğu Azerbaycan’dan Hamedan, Zencan, İsfahan, Erdebil, Horasan ve Huzistan’a kadar İran’ın dört bir yanından Türkçe konuşanlar var. Sayın Reisi, Azeri kelimesini kullanırken daha dikkatli olmalıdır" ifadelerini kullandı.

“NÜKLEER ANLAŞMAYA GERİ DÖNÜLMELİ”

Konuşmasında, ABD ile imzalanan nükleer anlaşmaya da değinen Mihralizade, anlaşmaya geri dönülmesi gerektiğini savunarak, "İran halkının ABD karşısında direnişi, ABD’nin baskılarını yenmiş ve onların tuzaklarını bozmuştur" ifadesini kaydetti. İran’ın nükleer anlaşma karşısındaki tutumunun doğru olduğunu ve bunun devam etmesi gerektiğini belirten Mihralizade, "Anlaşmanın yeniden ihyası için müzakerelerde hazır bulunmalıyız. Anlaşmada İran halkı için kararlaştırılan hakları yeniden elde etmeye çalışmalıyız. Ülkedeki tüm imkanlar, tüm siyasi karar alıcılar, yasama, yürütme ve yargı organları, nükleer anlaşmaya geri dönüş müzakerelerinin olumlu sonuçlanması için çalışmalıdır" dedi.

“TOPLUMDA UNUTULMUŞ BİR ÇOK KESİM VAR”

Toplumsal sorulara işaret ettiği konuşmasının devamında Mihralizade, işçilerin ve öğretmenlerin maaşlarına düzenleme getirilmesi gerektiğini belirterek, "Maalesef toplumda unutulmuş bir çok kesim var. İşçilerin aldığı günlük ödemeler arttırılmalı. Bu konuda hala adım atılmış değil. İşçi, işveren ve hükumet arasındaki ilişkiye düzenleme getirmemiz gerekiyor. Öğretmenler ve emekliler için de ayrı bir düzenleme yapacağız" ifadelerini kullandı.

"HALKI 3 AY İÇERİSİNDE AŞILAYACAK BİR PROGRAMA SAHİBİM"

İran’ın korona virüs (Covid-19) salgını ile mücadelesine değinen Mihralizade, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükumetinin salgın ile mücadelede etkili olmadığını ve kendisinin Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde tüm İran halkını 3 ay içerisinde aşılayacak bir programa sahip olduğunu kaydetti. Mihralizade, "Bugün her Covid-19 aşısı 10 dolar. Eğer Sağlık Bakanı bu mafya oyunlarını bir kenara bırakarak, özel sektörün aşı getirmesine izin verseydi, halk şu an aşılanmış olurdu. Sağlık Bakanı bu işi slogan atmakla çözemez. Eğer Cumhurbaşkanı olursam, halkı 3 ay içerisinde aşılayacak bir programa sahibim. Özel sektör ülkeye aşı getirebilir" dedi.

MUHSİN RIZAİ, "BİZİM HÜKÜMETİMİZ TÜM FARKLI ETNİK GRUPLARININ HÜKÜMETİ OLACAK"

Bir diğer muhafazakar Cumhurbaşkanı adayı, eski Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı ve Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Sekreteri Muhsin Rızai münazarada yaptığı konuşmasında, Cumhurbaşkanı olması halinde hükümetinde azınlıklara ve farklı etnik unsurlara yer vereceğini duyurdu. Rızai, "Bir önceki münazarada ülkemizin geleceği hakkında konuştum. Bu münazarada birlikte devrim yaptığımız ve savaştığımız tüm farklı etnik gruplardan bahsetmek istiyorum. Biz birlikte savaştık ve devrim yaptık. Bizim hükümetimiz tüm farklı etnik gruplarının hükümeti olacak" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, hükümetinde Ehli Sünnet’e de yer vereceğini vadeden Rızai, "Benim hükümetimde Ehli Sünnet de olacak, Ehli Teşeyyu da. Tüm farklılara yer vereceğim. Bazılar beni Zagroslu olmakla itham ediyor. Oysa ben Lor olmamla gurur duyuyorum. Benim kuracağım hükümet, tüm İranlılardan oluşacaktır" dedi.

ABDULNASIR HİMMETİ, "BEN GÜÇSÜZLERİN GÜCÜ VE SESSİZ KALANLARIN SESİYİM"

Reformist Cumhurbaşkanı adayı ve Ruhani hükumeti döneminde Merkez Bankası Başkanı olan Abdulnasır Himmeti 2. münazaradaki konuşmasına, münazara programını eleştirerek başladı. Himmeti, "Bu münazaralar haftalık düzenlenen yarışma programlarına benzedi. Seçmenler, adaylardan daha önemli sorulara cevap vermelerini bekliyor" ifadelerini kullandı. Ekonomide ve siyasette tekelci sistemi sonlandıracağını kaydeden Himmeti, "Ben tekelciliğe karşıyım. Ekonomide, siyasette ve medyada. Buna son vereceğim. Bu tekelci sistem, ülkedeki yolsuzlukların ve yetersizliğin asıl nedenidir" ifadelerini kaydetti.

Gerçekleşen ilk münazarada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini boykot etmeyi düşünen seçmene çağrıda bulunan Himmeti, bu çağrısını yineleyerek, "Ben güçsüzlerin gücü ve sessiz kalanların sesiyim. Benim hükümetimin asıl hedefi, kadınlar, engelliler, yaşlılar, uyuşturucu bağımlıları ve çocuk işçilerdir. Onlara ulaşmak ve sorunlarını çözmek istiyorum" dedi.

(Aynur Sena Çabuk/ İHA)