AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Fatih Şahin, “Rusya’nın Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanımasının kabul edilemez” dedi.

AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Fatih Şahin, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik’in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Şahin, Rusya’nın Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanımasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Şahin, “Rusya Devlet Başkanı Putin, sözde Luhansk ve Donetsk’in bağımsızlığını tanımış oldu. Bu karar uluslararası hukuk kurallarına, Minsk sözleşmesi ve uluslararası anlaşmalara aykırı bir tasarruf olması nedeniyle bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil” dedi.

Türkiye için Ukrayna’nın siyasi birliği, bütünlüğü, egemenliğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Şahin, şunları kaydetti:

“Bütün komşularımızın egemenliği, siyasi birliği önemli olduğu gibi Ukrayna meselesine de aynı şekilde bakıyoruz. Bizim temennimiz bu sorunların, bizimde içinde bulunduğumuz Karadeniz ülkelerini ilgilendiren bu meselenin barışçıl yollarla diplomasinin işletilerek çözülmesi olacaktır. Bu meselenin çözümünde, bugüne gelmezden önce sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok önemli hamlelerde bulundu. Her iki devlet başkanıyla görüştü hararetin, gerginliğin azalması için üzerine düşeni yaptı. Geldiğimiz nokta hiç arzu ettiğimiz bir nokta değil. Türkiye Cumhuriyeti Devletine bir görev ve rol düşerse bu sorunun çözülmesi için sorumluluk üstlenmekten kaçınmayacağımızı ifade edebiliriz.”

“AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Şahin’den 28 Şubat tepkisi”

AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Fatih Şahin, 6 muhalefet partisinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş için hazırladıkları ortak metni açıklayacakları tarihi 28 Şubat olarak seçmesini eleştirdi. 28 Şubat’ta yaşananları unutturmak için böyle bir tarih seçildiğini düşündüğünü ifade eden Şahin, “28 Şubat’ın bu sene 25. seneyi devriyesi. Sembolik anlamı daha da yüksek. 28 Şubat’ı meşrulaştırmak, 28 Şubat’ı unutturmak, 28 Şubat zihniyetini temize çekmek, 28 Şubat’ın etkilerini silmek amacıyla bu yapılıyor. Bunu unutturmak amacıyla yapıyorlar. 28 Şubat’ın 25.yılını konuşmasını arzu etmedikleri için mi bugünü tercih ettiler. Çok talihsiz bir yaklaşım olarak, bir seçim olarak görüyorum 28 Şubat tarihinin seçilmesini. Halbuki o gün bütün Türkiye olarak 28 Şubat zihniyetini telin etmemiz lazım. O acılarımızı tekrar paylaşmamız lazım. 28 Şubatların yeniden yaşanmaması için alınması gereken tedbirleri konuşmamız lazım.

Maalesef bizim demokrasi tarihimiz darbeler tarihi. 28 Şubat’ın öncesinde de sonrasında da benzer meşum hadiseler yaşadık. Bunlara karşı bir tavır ortaya koymamız lazım, hep beraber ortaya koymamız lazım. Ama onlar 28 Şubat’ı adete unutturmak için, konuşturmamak için böyle bir günü tercih ettiklerini düşünüyorum. Maalesef bu talihsizliğinde arkasında ısrarlı bir şekilde durmaya devam ediyorlar” diye konuştu.

"28 Şubat mağduruyum demesi, 28 Şubat’ı temize çekmektir"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını büyük bir üzüntüyle izlediğini vurgulayan Şahin, “Gerçek 28 Şubat mağdurlarını rencide eden, toplumsal hafıza ile vatandaşlarımızla dalga geçen bir yaklaşım olarak görüyorum bunu. Kendisinin de bunu bilerek yaptığını söylüyorum. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Ben 28 Şubat mağduruyum’ demesi, 28 Şubat’ı temize çekmektir. 28 Şubat’ı meşrulaştırmaktır. 28 Şubat’ta aslında bir şey olmadı demektir. 28 Şubat’ta olanlar aslında doğru işlerdir demektir. 28 Şubat’ın arkasında durmak demektir. 15 Temmuz ile ilgili de aynı şeyi yaptılar. Meseleyi sulandırarak, tiyatro diyerek, kurgulanmış diyerek, ‘ben 28 Şubat mağduruyum’ diyerek aslında meselenin özünden toplumu uzaklaştırıyorlar. Sağlıklı bir bakış açısı geliştirilmesinin önüne geçiyorlar. Meselenin sağlıklı bir şekilde ele alınmasının, konuşulmasının bu sorunlara çözüm üretilmesinin önüne geçmeye, bunu gölgelemeye çalışıyorlar. Onun için çok talihsiz ve çok yaralayıcı bir açıklama olarak görüyorum” dedi.

"Kaybın sorumluluğunu paylaşmak için bir araya geldiler"

AK Parti Genel Sekreteri Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 seçimini kazanacağının altını çizerken, 6 muhalefet partisinin yürüttüğü ittifak çalışmalarıyla ilgili "Kaybın sorumluluğu paylaşmak için bir araya geliyorlar" dedi.

Partilerin bir ittifak oluşturmasının demokratik bir gelişme olduğunu ifade eden Şahin, “Siyasi partiler bir araya gelebilirler. Bu çok demokratik, anlaşılabilir bir yaklaşım ancak ben bu bir araya gelişin nedenini 2023 seçimlerinde ortaya çıkacak faturayı hiçbir genel başkan, hiçbir parti, münferiden tek tek üstlenmek istemediği için hep beraber bu faturayı ödemek amacıyla oluşturulmuş bir masa olarak görüyorum. Aslında bu bir savunma mekanizması. Bu 6 partide, bu 28 şubat ittifakı da, o masanın yancısı olan HDP’de, HDP’nin başını çektiği o küçük 8’li sol marjinal partilerin oluşturduğu ittifakta 2023 seçimlerinin sonucunda Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı seçileceğini, AK Parti ve Cumhur İttifakı bileşeni olan MHP ve BBP’nin parlamentoda yine çoğunluğu sağlayacağını şimdiden görüyorlar” ifadelerini kullandı.

Şahin şöyle devam etti:

“Ama hiçbirisi bu sonucu tek başına üstlenmek istemediği için kendi kitlelerine ve seçmenlerine, kendilerini bir araya getiren iradeye ’6’mız bir araya geldi yetmedi 8 de diğer taraftan bir araya geldi. Toplama 14 partilik bir ittifak daha ne yapalım, bizi suçlamayın, üstümüze gelmeyin, kaybettik ama niye kaybettik bir sorun ’ demek için yapılan bir ittifak bu. 2023 seçim sonucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçileceğini görüyorlar. Kaybın sorumluluğu paylaşmak için bir araya geliyorlar. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘Cumhurbaşkanlığa değil Başbakanlığa adayım’ çıkışına ilişkin konuşan Şahin ‘Akşener kendini konforlu alana almak istiyor.”

“AK Parti’nin son oy oranı yüzde 38 - 40 aralığında gidip geliyor ”

AK Parti’nin oy oranını da açıklayan Şahin, “AK Parti’nin ve diğer partilerin oy oranları 2018 yılındaki seçimlerle hemen hemen aynı. AK Parti olarak en yakın takipçimize bizden sonra gelen parti CHP’nin aldığı oyun her zaman bir buçuk katından fazla oy almış bir partiyiz. Bu takip mesafesini hiç yitirmedik. Seçmen davranışlarında bir hareketlilik varsa kararsızlara dönük bir hareket görüyoruz. AK Parti’den kopmalar olduğu söylemi doğru değil. Oy oranlarımız yüzde 38-40 aralığında gidip geliyor. Toplumsal gelişmeler oylarımızı etkiliyor, günlük dalgalanmalara sebebiyet verebiliyor. 20 Aralık’tan bir gün sonra anket yapsaydınız oy oranımız yüzde 45’di. Biz burada daha çok eğilimlere yönelimlere bakıyoruz. Seçmenin sorunlarına bakıyoruz, bize söylediğine bakıyoruz. Oranlardan ziyade eğilimler, yönelimler önemlidir diye düşünüyorum” diye konuştu.

Şahin, 2023’te yapılacak seçimi ilk turda kazanacaklarını, Cumhur İttifakı’nın parlamentoda çoğunluğu sağlayacağının altını çizdi. Enerji fiyatlarına da değinen Şahin, uluslararası enerji piyasalarındaki aşırı yükseliş sebebiyle devletin bir noktada bunu faturalara yansıtmak zorunda kaldığını söyledi. Şahin, 2 yıldır devam eden pandeminin tedarik zinciri ve arzda kırılmalara yol açtığını, bunun da fiyatları tüm dünyada yukarı çektiğini belirtti.

“2 yılda enerji fiyatları 2 ila 5 kat arttı”

2020 yılında 42 dolar olan Brent petrolün varil fiyatı 100 doları bulduğuna dikkati çeken Şahin, aynı dönemde kömürün tonunun da 50 dolardan 275 dolara fırladığını, doğalgazda da benzer bir artış olduğunu vurguladı. Şahin, katlanan fiyatlar sonrası sübvansiyonları devletin tek başına taşıyamayacak hale geldiğini ifade etti.

“Avrupa’da en ucuz doğalgaz Türkiye’de”

Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında doğalgazın en ucuz ülke olduğunu anlatan Şahin, elektrikte de en ucuz 3. ülke olduğumuzun altını çizdi. Şahin, Enerji faturalarının asgari ücret içindeki payının 2002’de yüzde 45 iken bugün yüzde 13 olduğunu vurguladı. Genel Sekreter Şahin, şöyle konuştu:

“Biz belki bunu çok iyi anlatamıyoruz. Ödediğimiz doğalgaz faturaları olması gerekenin 4’te 1’i. Faturanın yüzde 75’ini devlet ödüyor. Yüzde 25’ini biz ödüyoruz. Belki bunu da doğalgaz faturalarının altına yazmak lazım. 500 TL ödüyorsan bu fatura aslında 2 bin TL. Bin 500 TL’sini devlet senin yerine ödüyor. Sen 500 TL’sini ödüyorsun. Daha da açıklamada yapabiliriz. Gönlümüz buna da razı değil. İnşallah bunu da daha düşürürüz. Bunun da vatandaşlar tarafından bilinmesinin ben faydalı olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu küresel, ekonomik dalgalanma son bulur. Bütün dünya olarak bu salgının sebebiyet verdiği ekonomik dar boğazdan hep beraber çıkarız. Bütün bu faturaları daha aşağıya çekeriz. Faturalar yükseldi ancak bütün maaş artışlarında da çok ciddi bir yükselme söz konusu. Asgari ücrette tarih bir artışla yüzde 50’lik bir artış ile 4250 TL’ye yükseldi.”

“Bir süre daha böyle bir enflasyonist ortamda yaşayacağız”

AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Fatih Şahin, Türkiye’deki enflasyonist ortamın bir süre daha devam edeceğini, ancak tüm kesimleri bu artışların etkisinden koruyacak sosyal politika ve desteklerin süreceğini söyledi. Şahin, “Enflasyonist bir ortam var. Bir süre daha böyle bir enflasyonist ortamda yaşayacağımızı görebiliyoruz. Biz buna dönük tedbirlerimizi de alıyoruz. Ama her zaman özellikle dar gelirli vatandaşlarımızı, bütün toplumsal kesimleri enflasyona karşı koruduk, bundan sonra da korumak için gerekli tedbirleri alacağız. Bundan sonraki artışlar da bu oranlarda olacak. Enflasyonun üzerinde artışlar söz konusu olacak. Gerekli tedbirleri bundan sonra da almaya devam edeceğiz” dedi.

EYT’lilerle ilgili çalışmalara da değinen Şahin, programda Emeklilikte Yaşa Takılanlar’la (EYT) ilgili son çalışmalar hakkında bilgi verdi. Genel Sekreter Şahin, şunları kaydetti:

“Biz her zaman toplumsal sorunlara toplumsal taleplere, isteklere, eleştirilere kulak veren bir siyasi parti olduk. Toplumun içerisinde bulunduğu meseleler sorunlar bizim sorunlarımız bizim meselelerimizdir. Bu konuda da çok ciddi toplumsal talep olduğunu geniş kesimleri ilgilendiren çok sayıda vatandaşımızı ilgilendiren bir mesele olduğunu görüyoruz, biliyoruz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubumuzu ziyaret ettiler, yazılı olarak sözlü olarak taleplerini aldık. Diğer taraftan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız da bununla ilgili çok kapsamlı bir çalışma içerisinde. Bu yıl sonunda veya önümüzdeki yıl başında bu teknik çalışmaların, fizibilite çalışmalarının sonuçlanacağını, artık karar verilebilir noktaya gelebileceğini, bu konuda bir dokunuş olacağını ben de ifade edebilirim.”

“Ankara Büyükşehir Belediyeciliğinde kayıp yıllar yaşıyor"

AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Fatih Şahin, "Geride bıraktığımız 3 yıl Ankara’da büyükşehir belediyeciliği açısından maalesef hayal kırıklıklarıyla dolu oldu" diye konuştu.

Yerel seçimleri değerlendiren Şahin, “Ankaralı seçmenimizin takdiri bizim başımızın üzerinde. Bir karar verdiler biz Mansur beyi de kutladık. Ancak geride bıraktığımız 3 yıl Ankara’da büyükşehir belediyeciliği açısından maalesef hayal kırıklıklarıyla dolu oldu” ifadelerini kullandı.

Şahin şöyle devam etti:

“Kayıp yıllar yaşıyor Ankara büyükşehir belediyeciliği açısından. Mansur Yavaş verdiği vaatleri çok büyük bir oranda yerine getirmedi, yerine getirdiklerini de çok küçük oranda getirdi. Bütün mahallelere kreş yapacağım demişti, Ankara’da 1400’ün üzerinde mahalle var. 3 tane kreş yaptı. Biz bunları takip ediyor ve çalışıyoruz. Neredeyse hiç birini yerine getirmedi. Verdiği sözleri de birçok nokta da tam aksini gerçekleştirdi. Seçimden önce CHP’li Mansur Yavaş da, CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu da hiçbir çalışanın, emekçinin işinden olmayacağını söylemişti. Bunu vaat ederek seçimi kazandılar. Ancak geldiğimiz noktada yaklaşık 3 bin işçi kardeşimiz ABB’de işinden oldu. Evine ekmek götüremez hale geldi. Bunun yerine 6-7 bin yeni insan aldılar. Ve bunu da 90 puan alanı eleyip 60 puan alanı işe alarak yaptılar. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ABD’de yaşayan danışmanını işe alarak yaptılar. Burada emekçileri, tecrübeli yöneticileri yok sayarak işten attılar. Namus sözü verdiler ama gelinen nokta tam tersi. Bu siyasi dolandırıcılıktır.”

“İhaleler kapalı kapılar ardında verildi”

“Mansur Yavaş şeffaflık vaat etmişti. İhaleleri açık bir şekilde yapacağım demişti. Bunun da çok büyük bir balon olduğu bu 3 yıl içerisinde ortaya çıktı” diyen Şahin, “Bir iki göstermelik canlı yaptılar sonra canlı yayında usulsüzlük oldu onun kayıtları var. Geriye dönüp baktığımızda orada yanını bittiğini düşünerek aralarında konuştular. İhalelerin yalnızca yüzde 33’ü, yüzde 67’si pazarlık usulü ile doğrudan temin usulü ile yapıldı. Bir diğer yöntem doğrudan temin. Kapalı teklif yöntemi. 3 tane açık ihalenin karşısında yöntem var. Pazarlık usulü, doğrudan temin usulü, kapalı teklif usulü. Bunlar ihaleler kapılı kapılar ardında verildi demek, yandaşlara verildi demek. Bu yöntemler var mevzuatımızda ama bunlar acele, nitelikli, özellikli işler için. Bunların bütün haleler içindeki oranı yüzde 10-15’i geçmemesi lazım. Ama siz yüzde 67’sini bu şekilde yapmışsınız. Kapalı kapılar arkasında vermişsiniz. Bu mu şeffaflık?” diye konuştu.

“Ankara’daki tüm belediyeleri alabilecek güçteyiz”

AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Fatih Şahin, şu anda bütün enerjilerini 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerine harcadıklarını da anlattı. "O sınavdan başarıyla çıktıktan sonra 2024 yerel seçimlerinde yine istediğimiz doğrultuda Ankara ve tüm Türkiye sathında başarıyla geçeceğine inanıyoruz” diyen Şahin, şunları söyledi:

“Ankara’da Büyükşehir Belediyesini biz tekrar AK Parti belediyeciliği ile buluşturabileceğimize inanıyoruz. 25 ilçenin tamamında Cumhur İttifakı olarak biz bu belediyeleri alabileceğimizi görüyoruz. Halihazırda 25 ilçenin 19’u AK Partide, 3’ü MHP’de. 25’te 22’lik bir Cumhur İttifak’ı oranı söz konusu. Bunu 25’e tamamlama potansiyelimiz var. Daha önce Yenimahalle ve Elmadağ belediyeleri AK Partili oldu. Bunları yeniden alabiliriz. Çankaya’yı da alabilecek potansiyelimiz var. Yeter ki toplumun mesajlarını doğru okuyup mesajların gereklerini yerine getirebilelim. AK Parti’de bu kurumsal kapasite var ve bunu gerçekleştireceğiz.”

AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Fatih Şahin, Mansur Yavaş’ın yaptığı bir iki işi çok büyük işmiş gibi topluma sunduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Kaç bakkalın borcunu kapattılar? Gittiler tekel bayilerinin borçlarını kapattılar. Burada bizi söyletmesinler. Yaptıkları bir iki işi çok büyük islermiş gibi. Bir olgular var, olanlar var bir de oluşturulmak istenen algı var. Pazarcı esnafının malını aldık dediler 3 beş tane pazarcı esnafının malını aldılar. Hepsi ayağa kalktılar, bize böyle söz vermiştiniz dediler. Kağıt toplayan çocuklara iş vereceğiz dediler. Göstermelik bir kaç iş yapıp onun reklamını yapıyorlar. Bu çok rencide edici bir şey.”

“Halk Ekmek kuyruğunun sebebi Mansur Yavaş”

Halk Ekmek kuyruklarının sebebinin de Mansur Yavaş’ın kendisi olduğunu söyleyen Fatih Şahin, şöyle devam etti:

“Halk Ekmeğin kapasitesi bu dönemde yüzde 50 azaldı. Ya niye böyle yapıyorsunuz? Çıkan ekmeği de vaktinde büfelere göndermiyorlar. Kuyrukların oluşmasına bilerek sebebiyet veriyorlar. Ondan sonra kendi oluşturdukları kuyruğu fotoğraflayıp hükümeti suçluyorlar. Bunun müsebbibi sensin, bunun sorumlusu sensin. Hem ekmek sayısını azaltmışsın yarı yarıya ki mevcut kapasitesini ikiye katlama mevcut üretimine ikiye katlama kapasitesine sahip Halk Ekmek. Ama sen onu ikiye katlamıyorsun, yarıya indiriyorsun, onu da zamanında göndermiyorsun. Hangi büfeye ne zaman, saat kaçta ekmeğin gideceği bellidir.”