Müzik tutkunu 4 genç, prova yapacak yer bulamayınca Gaziosmanpaşa’da dedelerinin nalbur dükkanında boyalar ve alçı torbaları arasında prova yapmaya başladı. Müşterilerin şaşkın bakışları altında performans sergileyen gençler, kendilerini müziğe bağlayan alan olan "Nalbur" ismini gruplarına verirken, “İlk Gördüğümde Anladım” şarkısıyla dinleyiciyle buluştu.Küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başlayan 18 yaşındaki Eren Melih Öz, 23 yaşındaki Ömer Gülek ile Buğra Anıl Öz ve 19 yaşındaki Emir Demir bir grup kurdu. Gençler, evlerinin çevresinde prova yapacak yer aradı ancak bulamadı. Akıllarına dedelerinin nalbur dükkanı gelen genç müzisyenler, uygun zamanlarda Gaziosmanpaşa’daki nalburda prova yapmaya başladı. Gençler, prova için seçtikleri ilginç mekanla müşterileri de şaşırttı. Kimi davul, kimi gitar gibi enstrümanları çalan gençleri gören müşteriler görüntü karşısında önce büyük şaşkınlık yaşıyor. Ardından ise nalburda müzik yapan gençleri desteklemeyi ihmal etmiyor.BOYA KUTULARINI DAVUL OLARAK KULLANDILAR, GRUBUN ADINI “NALBUR” KOYDULARKimi zaman müşterilerin isteklerini karşılayan, kimi zaman nalburda prova yapan müzik tutkunu gençler, dükkandaki boya kutularını da davul olarak kullandı. Bir yanda boyalar, çekiçler ve çiviler bulunan, bir yanda da enstrümanlar eşliğinde müzik yapılan nalburda renkli görüntüler oluştu. Grup, zamanla kendilerini daha fazla geliştirmek amacıyla Gaziosmanpaşa Belediyesi Müzik Akademisi’ne başvurdu. Burada eğitimler alan gençler, provalarını da stüdyoya taşıdı. 4 genç, kendilerini müziğe bağlayan alan olan Nalbur ismini de gruplarına verdi. Solistliğini Eren Melih Öz’ün yaptığı elektro gitarda Buğra Anıl Öz, bas gitarda Ömer Gülek, davulda ise Emir Demir’in olduğu grup, sözü ve müziği kendilerine ait olan “İlk Gördüğümde Anladım” şarkısını da dinleyicilerin beğenisine sundu.“EMEK, ANLAM OLAN BİR İSİM OLSUN DEDİK, NALBUR KOYDUK”Nalburda yaptıkları provalar sayesinde müzik dünyasına adım atan grubun solisti Eren Melih Öz, “Ben 11 yaşında başladım. 4-5 yıl sonra grup kuruldu. Nalburda prova almaya başladık. Özellikle bizim oturduğumuz yerlerde çok prova alınabilecek yerler yoktu. Biz de dükkanımız vardı orayı değerlendirelim dedik. Davul neredeyse kapının önündeydi, o yüzden gelen müşteriler bir çivi almak için bile davuldan sürtünerek geçerlerdi. İlk mikrofonumuzu da o çivi paralarıyla almıştık. Biz dedik ki hepimiz için gerçekten içinde emek, anlam olan bir isim olsun dedik, grubun adını Nalbur koyduk. Şarkımıza çok güveniyorduk ama bu kadarını beklemezdik, bizi mutlu etti. Çoğunlukla nalburdayız, orada provalarımızı alıyoruz. Ama bir eksiğimiz olduğunda, daha profesyonel bir alan gerektiğinde Gaziosmanpaşa Sanat Akademisi’ne gelip burada eksikliklerimizi tamamlıyoruz” şeklinde konuştu.“DAVULUM YOKTU, BOYA KUTULARINI KULLANMAK ZORUNDAYDIM”Nalburda prova yaparken zaman zaman boya kutularından farklı sesler çıkartmak için çalışmalar yaptığını anlatan grup üyelerinden Emir Demir, “Nalburda prova yapmak bana ilginç geldi, çünkü benim davulum yoktu. O yüzden boya kutularını kullanmak zorundaydım. Boya kutularını kullanırken de hep aynı sesi aldığım için üstüne çiviler ve ağırlıklar koyduk veya daha fazla boya kutuları kullandık. O şekilde kendime bir enstrüman oluşturdum. İnsanlar artık bizi de tanımaya başladı. Geçenler kapıdan gelip izliyordu, dinliyordu. Selam veriyorlardı bize, bizde onlara. Müşteriler de alışmıştı, çok güzel bir ortam olmuştu” dedi.“ENSTRÜMANLARINDA KENDİLERİNİ GELİŞTİRMELERİNİ SAĞLADIK”Nalburda prova yapmalarına rağmen müzikten vazgeçmeyen gençler hakkında konuşan Gaziosmanpaşa Belediyesi Müzik Akademisi hocalarından Turan Erverdi, “Gerçekten çok ilginç, aslında çok hırslı çocuklar. Üreticilikleri de gayet iyi, kendi bestelerini yaptılar. Biz onlara sadece öğretmen olarak enstrümanlarında kendilerini geliştirmelerini sağladık. Şu an yolları açık gibi gözüküyor. Umarım bundan sonra da başarılı bir şekilde devam ederler” diye konuştu.“ŞAŞIRDIM AMA ÇOK DA YADIRGAMADIM”Dükkana ihtiyaçlarını almak için geldiğini ancak gördüğü manzaranın çok ilginç olduğunu ifade eden müşterilerden Aydın Pala, “Şaşırdım ama çok da yadırgamadım. Müzik bizim hayatımızın bir parçası olduğu için onu herhangi bir yerde görmek bizi şaşırtmamalı” ifadelerini kullandı.(Hasibe Karadağ - Veysel Ensar Gökcegözog/İHA)