Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Diyarbakır’da Bölge Değerlendirme Toplantısına katıldı. Bakan Gül, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturu bizim bu alanda temel şiarımızdır, düsturumuzdur. Adaleti yaşatırsak insanı yaşatırız. İnsanı yaşatırsak devleti yaşatırız” dedi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Diyarbakır’da Bölge Değerlendirme Toplantısına katıldı. Bir otelde yapılan toplantıda konuşan Bakan Gül, insanı yaşat ki devlet yaşasın düsturu kendileri için bu alanda temel şiarları, düsturları olduğunu ifade etti. Bakan Gül, “Adaleti yaşatırsak insanı yaşatırız. İnsanı yaşatırsak devleti yaşatırız. İnsanı yaşatmakta sadece nefes alıp vermenin ötesinde onu haklarıyla, özgürlükleriyle yaşatmaktır. Geleceğe umutla bakabilmesini temin etmektir. Bölgemizde on yıllar boyunca vatandaşlarımızın en temel, en insani haklarının esirgendiğini, ret, inkar ve asimilasyona tabii tutulduğunu maalesef müşahede ettik. Konuşulan dile hipotek koyulduğunu gördük. Mahkemelerde savunmasını kendi dilinde öğrendiğini çarşıda konuştuğu dilde savunma yapmasının engellendiğini; bin yıllık bu coğrafyada türküsüne, şarkısına konu ettiği dilini bilinmeyen bir dil yaftalamasının vurulduğunu gördük” diye konuştu.

“İşkenceler, faili meçhuller dönemi mevzu bahis olmaktan çıkmıştır”

Özellikle yargısal aktivizmle vatandaşlara bu çerçevede yaklaşım maalesef adalete güveninde yer almasına yol açtığını kaydeden Bakan Gül, “Yargıda o dönemde iyi bir sınav veremedi. Hukukun temel ilkelerinin yanında yer almadığı yer yer örnekler yaşandı. Ve özellikle toplumun değerleriyle çatışan bir zihniyetin adeta aracı gibi davrandı. O yüzden bugün geldiğimiz nokta çok önemlidir. Bugün bu topraklarda yaşayan seksen dört milyon vatandaşımız öz ve öz bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Bugün herkes mahkemelerde meramını istediği şekilde anlatabilmektedir. Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) eliyle yine halkın öz değerlerini kriminalize etme dönemleri de bu anlamda özel yetkili, süper yetkili savcılar eliyle kumpas kuran insanlara mahremiyetlerine el uzatan yaklaşımlarda geride kalmıştır. İşkenceler, faili meçhuller dönemi mevzu bahis olmaktan çıkmıştır. Bu iki dönem arasında insanımızın ana sütü ak helal hakkı ve hukuku vardır. Eski Türkiye eskide kaldı, mazide kaldı. Ve Türkiye artık eski Türkiye’ye asla dönmeyecektir. Kimse döndüremeyecektir. FETÖ’nün de yargıyı araç sallaştırdı. Bu çerçevede milletin değerlerine, demokrasiye, hukuka 15 Temmuzda hain kalkışmasını hepimiz gördük. Ve milletimiz bu hain, alçak girişime karşı ne kesin, en net cevabı çok güçlü bir şekilde verdi. 15 Temmuz öncesinde de yine bölgenin istikrarının, huzur ve kardeşliğini baltalamak için her yolu denediler” şeklinde konuştu.

“Reform bizim temel stratejik hedeflerimizden biri”

Kimse yerinde sayamaz ve bir ırmakta iki defa yıkanmakta mümkün değildir şeklinde konuşan Bakan Gül, sözlerine şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanımızın kamuoyuna açıkladığı iki temel belgemiz vardır. İrisi güven veren, erişilebilir adalet amacını gerçekleştirmek için yargı reformu strateji belgesi. Yine diğeri özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik bir Türkiye amacıyla gerçekleştirmek üzere insan hakları eylem planı. Ve bunların hepsini de kararlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Daha bugün Cumhurbaşkanımızın imzasıyla resmi gazetede yayımlanan mevzuat değişiklikleriyle bu konuda insan hakları eylem planının kararlı bir şekilde uygulanması anlamında önemli adımlar atılmıştır. Atılmaya devam etmektedir. 2023’e geldiğimizde Diyarbakır’daki, Edirne’deki, Trabzon’daki, İzmir’deki vatandaşımız ben daha fazla geleceğe düvenle bakıyorum. Yargıya daha fazla güvenle bakıyorum anlayışını güven veren anlayışa ulaşmak için bu amaçlarımızı gerçekleştirmeye çalışıyoruz”.

Adalet Bakanı Gül, Bölge Değerlendirme Toplantısının ardından Adli Tıp Kurumu Başkanlığı yeni hizmet binası açılışına katılarak burada yetkililerden bilgiler alarak incelemelerde bulundu. Törene, Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti Milletvekilleri Mehdi Eker, Ebubekir Bal, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk katıldı.