Bayburt’ta yaşayan gazi Selami Köksal, gazi olduğu anları ve sonrasında yaşadığı sıkıntıları ilk günkü hisleriyle ilk kez İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.

Bayburt Şehit ve Gazi Aileleri Dayanışma Derneği (ŞAGDER) Başkanı Selami Köksal, 1995 senesinde askerlik görevi nedeniyle gittiği sınır ötesi operasyonda görevini icra ettiği sırada mayına basarak, bir bacağını tamamen kaybetmişti. Aradan geçen 26 yıla rağmen aynı duygularla yaşadığı süreci anlatan Köksal, “Vatan için gittik, ülke toprakları için bedel ödedik” dedi.

4 senedir dernek başkanlığı yapan Köksal, gazilere, gazi ve şehit ailelerine destek olabilmek için elinden geleni yapıyor. “Ayaklarımı kaybettim ama hayata küsmedim” diyen Başkan Köksal, "Umudumu hiçbir zaman yitirmedim, hayata küsmedim dernek başkanlığı yapıyorum şu an, elimden geldiğince vatanı için canlarını ortaya koymuş yiğitlerimizin ailelerine ve gazi olmuş tüm gazilerimize dernek çatısı altında yardımcı oluyorum, onun yanı sıra çocuklarım, ailem var onlar için tüm mücadelem" şeklinde konuştu.

‘Vatan sevgisi doğuştan geliyor’

Askere gitmeden önce polislik hayali olan Köksal, polislik mülakatlarına girerek sınavlarda başarılı oldu. “Vatan sevgim doğuştan geliyor” şeklinde konuşan Köksal, "İçimde inanılmaz bir vatan aşkı, sevgisi vardı o yıllarda polis olmayı çok istiyordum, şu an hala aynı sevgi içimde mevcut. Askere gitmeden önce polislik mülakatlarına girdim, başarılı oldum o sıra askerlik kağıdım geldi askere gittim. Asker olmasam polis olacaktım" ifadelerini kullandı. Askerden döndükten sonra polis olup, evlilik hayali kuran Köksal, polislik hayalinden vazgeçmek zorunda kaldığını söyleyerek, o süreçte eşinden gördüğü desteği hiçbir zaman unutmayacağını dile getirdi.

"Eşim olmasa ben bu süreci zor atlatırdım"

Eşiyle severek evlendiğini söyleyen ve bir bacağımı kaybettim, diğer bacağımda da ağır hasar olmasına rağmen eşim hep yanımdaydı şeklinde konuşan Köksal, mayına bastıktan sonra eşine durumu anlatmak için hastane köşelerinde kara kara düşündüğünü dile getirdi. Tedavi sürecinde eşinin kendisine ulaşarak, bu süreçte her zaman yanındayım diyerek destek verdiğini belirten Köksal, "Ben mayına bastıktan sonra ilk aklıma gelen isimlerden biri eşim oldu. O zamanlar evli değiliz tabii, askerden sonra evleneceğiz diye birbirimize söz verdik, sonra başıma bu olay geldi eşim bana ulaştı senin canın sağ olsun, senle evlenirim dedi. Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde (GATA) tedavi sürecim bitti, eşimi ailesinden istemeye gittik, vermediler bende eşimi kaçırdım şu an 24 yıllık evliyiz. Çok desteğini gördüm, çok iyiliğini gördüm Allah eşime uzun ömür versin iyi ki var" dedi.

"Allah benden bir bacağı aldı yerine 8 kol ve 8 bacak daha verdi, çok şanslıyım"

Evlendikten sonra eşinden gördüğü manevi desteği sürekli dile getiren Köksal, 3 çocuk babası olduğunu belirterek, "Benim bir bacağım tamamen dizden aşağı yok, protez bacak kullanıyorum diğer bacağımda da ciddi hasarlar var doktorlar karın bölgemden, üst bacağımdan parçalar alarak, yeni bir ayak yapmaya çalıştılar. Sağ olsunlar çok çaba sarf ettiler, sol ayağım protez değil yama yapılmış olsa da yine kendi ayağım" dedi.

Tedavi sürecinde psikolojik açıdan çöktüğünü ifade eden Köksal, çocuklarından yana sıkıntı yaşamadığını ve her zaman en büyük destekçileri olduklarını hatırlatarak, "Allah benden bir bacağı aldı, yerine 8 kol, 8 bacak daha verdi. Pırıl pırıl 3 çocuğa sahibim, onların elleri ayakları benim ellerim ayaklarım oldu, yine eşim aynı şekilde her zaman yanımda olan isimlerden biri oldu, böylesi evlatlara böylesi aileye sahip olduğum için çok şanslıyım" şeklinde konuştu.

‘Kayseri’de başlayan askerlik, Şırnak’ta talihsiz bir şekilde son buldu’

Askerliğini Kayseri Komando Tugay Komutanlığı’nda yapan Köksal, o zamanlarda çevik ve sporcu bir yapısının olduğunu belirterek, komando seçilen kişilerin o yıllarda çevik ve kuvvetli kişilerden seçildiğini vurguladı.

Acemi birliği olarak Kayseri’de askerlik yaptığını ifade eden Köksal usta birliğinin de yine Kayseri olduğunu dile getirdi. Çok yoğun ve ağır askeri eğitimlerden geçtiğinin altını çizen Köksal, "Usta birliğim yine Kayseri olmuştu, çok ciddi eğitimlerden geçiyorduk, komando eğitimi ağırdır, acemi birlikteki görevimizi bitirdik, usta birliğine yine Kayseri’ye döndük orada 1 gece kaldıktan sonra operasyon için Şırnak Çakırsöğüt’e gittik, sonrasında bizleri sınır ötesi operasyona gönderdiler, sınır ötesi olduğu için her yer mayın çok dikkatliyiz, elimizde dedektörlerle adım adım ilerliyoruz ama ne kadar dikkat edersek edelim, kader diyoruz mayına bastım" dedi.

"Mayın patlayınca kendimi havada buldum"

Mayının patlaması sonucu ilk anda vurulduğunu sanan Köksal, vurulmadığımı, mayına bastığımı yere sert bir şekilde çakılınca anladım ifadeleriyle dile getirdi. Yaşadığı olayı anlatırken gözleri dolan Köksal, "Allah’a inancım tam, kader diyorum yaşananlara zaten yola çıkarken şehit olma gayesiyle çıktık, şehitlik mertebesine erişemedik ama gazilik gibi şerefli bir unvana sahip olduk, bu şeref ise bize yeter. Mayına bastığım ilk anda ben vurulduğumu sandım, kendimi havada buldum bir anda ta ki yere sert bir şekilde çakılınca anladım ki mayına basmışım. İlk etapta acı hissetmedim, her yer toz duman, pis bir koku bizi apar topar helikoptere taşıdılar, GATA’ya sevk ettiler tedavi sürecim başladı 1 seneyi aşkın tedavi gördüm sayısız ameliyat geçirdim" diye konuştu.

"Televizyonlarda yaralı diye 1 dakika gösterilen yaralılardan biriyim"

Şehit ve yaralı haberlerinde gösterilen yaralıların çok ciddi yaraları olduğuna değinen Köksal, yaralanan asker haberlerine karşılık bacağını göstererek, "İşte haberlerde gördüğünüz yaralı diye geçiştirilen kişilerin böylesi yaraları var o yaralılardan biri benim, insanlar sanıyor ki yaralı denilince ufak sıyrıklar var hayır öyle değil işte, yaralıyım ayağım yok. Yaralılar küçümsenmesin" dedi.

"Babamla gurur duyuyorum"

Köksal’ın 22 yaşındaki oğlu Metin Buğra Köksal, gazi babasıyla duyduğu gururu "Babamın bir ayağı yok belki ama çok büyük, güzel bir kalbi var. Bizler rahat uyuyalım, rahat yaşayalım diye bir ayağını feda etti" sözleriyle dile getirdi.