Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın Aile ve Gençlik Merkezince (KAGEM), okur yazar buluşmaları altında gerçekleştirilen KALEM Söyleşilerinde yeni dönemdeki ilk konuğu, “Dağın, Türkünün ve Fotoğrafın Ötesi” konusu ile Yazar Dursun Çiçek oldu.

Fatih Muhammed Çakmak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide; dağ, türkü ve fotoğrafın görünenin ötesindeki felsefi yönlerine dikkat çeken Çiçek, hikmet ve anlam arayışı için görünenin ötesini idrak etmenin gerekliliğinin altını çizdi.

Dağ metaforundan muradın görünen anlamdaki bir yükseltiden ziyade dağ ile insan arasında bir bağlam olduğu ve bu bağlamın Kur’an-ı Kerim’den hareketle anlam bütünlüğüne oturtulabileceğini ifade etti. Kur’an-ı Kerim’de emanetin dağlara teklif edilmesi ayetinin bu açıdan oldukça dikkat çekici olduğunu belirten Çiçek, dağ ile insan arasında emanete, teklife muhatap olmak bakımından bir benzerlik olduğu düşüncesinden hareketle dağları anlamaya çalıştığını söyledi. Bu anlamda dağların kendisine daha çok kemale ermiş insanları hatırlattığını dile getiren Çiçek, insanın nasıl bir dağ olduğunu Necip Fazıl ile tanıştığında hissettiği duygu anında idrak etmesi üzerine, “Kemale ermiş insanların nasıl yüce bir dağ olduğunu o anda görebiliyorsunuz. Tıpkı Necip Fazıl’ı, Sezai Karakoç’u, Akif Emre’yi gördüğünüzde anladığınız gibi” dedi.

Dağdan maksadın bütünlük ve süreklilik duygusu olduğunu söyleyen Çiçek, bu duyguların ancak dağlarda idrak edilebileceğini belirterek, “Bütün veliler, dervişler ve peygamberler bir dağ ile temsil edilir. Örneğin Hz. Adem ve Hz. Havva Arafat dağı ile Hz. Nuh’un kayığı Cudi Dağında sükûna ermesi ile Hz. Musa Tur Dağı ile Hz. İsa Zeytin Dağı ile Hz. Muhammed ise Nur Dağı ile temsil edilir. Bu isimlerin dağ ile olan ilişkileri Hakk ile olan ilişkileridir. Allah’ın dağa teklifte bulunması, velilerin, nebilerin dağ ile irtibatlı olması, vahyin dağ ile ilişkisinin olması; aynı zamanda şiirimizde, edebiyatımızda, türkülerimizde dağın hakikate açılan kapıyı temsil etmesi, bir manada hakikatin insanın dışında dağ ile dünyaya açılması, asıl vahiy ve nübüvvetle de insanla dünyaya açılması ile olur. Bu süreç hem insanın dağ olmasını hem de dağın insan yanını bir araya getirmektedir. Sizin dağa çıkmanızla dağ sizin olmuyor. Bir dağa çıkmakla bir peygamberin, velinin, dervişin ruhunu, düşünce dünyasını anlıyorsunuz. Bu duyguları da bazen bir şiirle, bazen bir türkü ile bazen de bir fotoğraf ile insana aktarabiliyorsunuz” ifadelerine yer verdi.

Dağ, türkü ve fotoğraf arasındaki ilişkinin dinleyicilerin soruları eşliğinde derinlemesine ele alındığı söyleşinin ikinci bölümünde, Çiçek, okurlarına kitaplarını imzalamayı da ihmal etmedi.