Çin Seddi’nden sonra savunma amaçlı yapılan en uzun ikinci duvarı Anastasios Surları, şimdilerde şehirleşme ve insan müdahalesi ile yok olmaya yüz tutmuş durumda. Havadan çekilen görüntülerle, defineciler tarafından harap edilen tarihi surların ve çevresinin çöp yığınlarıyla dolduğu görüldü.Bizans İmparatorluğu döneminde İstanbul’u Trakya yönünden gelen akınlara karşı korumak için Çatalca ile Silivri arasında inşa edilen ve "Büyük duvar" ismiyle anılan 45 kilometrelik "Anastasios" surları, günümüzde 22 kilometrelik kısmı varlığını sürdürüyor. Defineciler tarafından tahrip edilen surlar havadan görüntülenirken, surların Karadeniz kıyısı ucunda bulunan tarihi Georgios Kilisesi’nin de defineciler tarafından tahrip edildiği görüldü. Görüntülerde, surların bazı yerlerinde, birtakım define çukurları bulunduğu görülüyor. Her geçen gün bu çukurların çoğaldığını söyleyen çevredeki vatandaşlar ise, bu durumdan şikayetçi. Vatandaşlar bir bilgilendirme tabelası asılması gerektiğini söylerken, tarihe sahip çıkılması gerektiğine de değiniyor.“BU ZAMANA KADAR AYAKTA KALMIŞSA GEÇMİŞİNİ ÖĞRENİP SAHİP ÇIKMAK BİZE DÜŞER”Anastasios Surları’nın, Karacabey köy geçidinden başlayıp Yalıköy’e kadar uzandığını belirten bir vatandaş, ”Pek fazla bilinmeyen ama saklı bir cennet burası. Defineciler çok geliyor buraya sahilde ellerinde cihazlarla dolaşanlara hep rastlıyoruz. Ben ara ara gelmeme rağmen hep görüyorum. Bizim bildiğimiz kadarıyla 900 senelik bir yapı çok ciddi bir rakam. Bu zamana kadar ayakta kalmışsa bunun geçmişini öğrenip sahip çıkmak da bize düşer” dedi.“TARİHİ BİR YER DAHA FAZLA YIPRANMADAN SAHİP ÇIKILSA ÇOK GÜZEL OLUR”Sahilin sakinliği nedeniyle ailesiyle sık sık geldiğini söyleyen bir diğer vatandaş ise, “Biz sık sık buraya geliyoruz. Sakin, boş diye her zaman geliriz. Surları hep fark ediyorduk ama kilise olduğunu hiç bilmiyorduk. Daha sonra eşim internetten surları araştırırken bir kilise olduğunu öğrendi. Merak edip bakmak istedik. Güzel ve tarihi bir yer daha fazla yıpranmadan sahip çıkılsa çok güzel olur” diye konuştu.(İslim Esra Çobanoğlu - Ahmet Faruk Sarıkoç /İHA)