Cumhurbaşkanlığı’nın himayesinde, Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı’nın işbirliği ile düzenlenen Yeditepe Bienali’nin ’Çerçeve İçi-Çerçeve Dışı’ temasıyla İstanbul’la özdeşleşmiş dört mekânda düzenlenen bienal, sanatseverler ile buluşmaya devam ediyor. Küratör Berkan Karpat ise, bienalde dikkat çeken eserleri anlattı.

Süleymaniye Külliyesi İmaret Daruzziyafe’de başlayıp, Nuruosmaniye Camii mahzen, Fatih Cam Küp Galeri ve Yedikule Hisarı’nda devam eden 2. Yeditepe Bienali’nde 226 sanatçıya ait 282 eseri, 2 ay boyunca sanatseverlerin ziyaretine açık olacak. Bienalde, Darüzziyafe’nin bahçesinde yer alan Yasin Suresi’nin suyun yapısını değiştiren özelliği üzerine kurgulanmış olan eser ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Ayrıca ziyaretçiler tarihi mekanlarda kendisini loş bir çerçevenin içinde bularak, elindeki el fenerinin yardımıyla eseri inceleme ve seyretme imkanını deneyimliyor. Sanat eseriyle sanatseverin bu özel aydınlatma ortamındaki buluşması, bienalin bir kesinlikten ziyade bir arayışta olduğunu simgeliyor.

“Kur’an ayetleri suyun fiziki yapısını değiştiriyor”

Bienalin en dikkat çeken eserinden bahseden 2. Yeditepe Bienali küratörü Berkan Karpat, “Bu ses yerleştirmesindeki olay şu, Yasin Suresi’nin başta ve sonda olan ayetleri bir akvaryumda su ile temasta bulunuyor. Su ile temasa geçince Kur’an ayetleri suyun fiziki yapısını değiştiriyor. Ses odağındaki bölgeleri de canlı olarak dinleyebiliyoruz. Aynı zamanda o fenomen pirince veriliyor titreşim olarak ve öylece bedene alabiliyoruz. Böylece sizin kan hücreleriniz ve hormon sisteminiz değişiyor. Eğer o an sizden kan alırsam cihaza bağladığımda aynı seste olmuş oluyorsunuz” dedi.

“Hilye-i Şerifler peygamberimize işaret olduğu için dikeydir”

Sergiden de bahseden Karpat, “Bu sergi tümüyle bir yerleştirmedir. Farklı olan belki şudur, eserlerimiz dikey değil yatay olarak. Hilye-i Şerifler hariç çünkü genellikle Hilye-i Şerifler peygamberimize işaret olduğu için dikeydir. Yatay olmasının şöyle açıklayabiliriz, bunlar tamamı kitabi sanattır. Tüm sanat eseri olarak kitapta buluştuğu için insana hizmetteydi. Biz elimize aldığımızda yatay bir şekilde karşı karşıya kalıyorduk. Ayrıca eseri yapan sanatçımızın yaptığı perspektifte burada almış oluyoruz. Bir fener ile de kendimizi keşfetmiş oluyoruz” diye konuştu.