Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, online olarak gerçekleşen Teknolojide Yerli Üretim ve KOBİ’lerin Gücü Webinarı ve B1B görüşmelerinde teknolojik gelişmenin getirdiği esnekliğin hiç kimseye sorumsuzluk, kuralsızlık hakkı tanımadığını belirterek, "İşte demokrasi ve özgürlükler beşiği diye tabir edilen yerlerde son dönemde yaşananları hepimiz ibretle izliyoruz. İstediğinde devlet başkanlarını dahi anında sansürleyebilen kontrolsüz bir güç söz konusu" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise, 2020 yılında 118 bin 470 adet siber saldırı tespit edildiğini söyledi.

’Teknolojide Yerli Üretim ve KOBİ’lerin Gücü Webinarı ve B1B Görüşmeleri’, programında Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy katıldı. Sosyal medya devlerine değinerek eleştirilerde bulunan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, “Son 10 yılda bilişim ve iletişim teknolojilerinde çok hızlı bir gelişim yaşanıyor. Tabii bu gelişim, teknoloji sağlayıcısı firmaların sorumluluklarını da aynı ölçüde artırıyor. Ne yazık ki dijital dünyanın devleri, bu sorumlulukları karşılamaktan çok uzaklar. Teknolojik gelişimin yıkıcı gücü, insanlık için yeni bir kriz doğurma noktasına gelmiş durumda. İşte demokrasi ve özgürlükler beşiği diye tabir edilen yerlerde son dönemde yaşananları hepimiz ibretle izliyoruz. İstediğinde devlet başkanlarını dahi anında sansürleyebilen kontrolsüz bir güç söz konusu. Ben burada o devlet başkanlarını savunmuyorum. Ama gelinen noktada anlıyoruz ki, küresel teknoloji devleri yeri geldiğinde ayrı bir devlet aygıtı gibi kararlar alabiliyor, uygulayabiliyor. Bu apaçık bir küresel kriz ve bu krizi başarıyla aşıp aşamayacağımız, bugün göstereceğimiz reflekslere bağlı. Teknoloji dünyasında evrensel değerlerin, adaletin, aşırılıklarla mücadelenin, otokontrolün ve hesap verilebilirliğin tesis edilmesi gerekiyor. Birinci sanayi devrimini kazananların kurduğu sömürge düzeninin bir benzerinin bugün 4. sanayi ve teknoloji devriminde yaşanmasının önüne geçmeliyiz. Şunu çok net ifade edelim; teknolojik gelişmenin getirdiği esneklik hiç kimseye sorumsuzluk, kuralsızlık hakkı tanımıyor” diye konuştu.

Telekomünikasyon sektörü özelinde yerli teknolojilerin geliştirilmesine yönelik destek ve projelere de değinen Bakan Varank, “Son 8 yılda telekomünikasyon altyapısı ve donanımlarına yönelik stratejik yatırımlara 359 yatırım teşvik belgesi düzenledik. Bu belgelerle öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 10,9 milyar lira, oluşacak istihdam ise 13 bin 371 kişidir. Teknoloji geliştirme bölgeleri ve Ar-Ge merkezlerinde telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren firmalara bugüne kadar yaklaşık 600 milyon liralık destek ve muafiyet sağladık. Kalkınma Ajanslarımız aracılığıyla yerli tedarik ve iş birliği buluşmaları gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda MAN, TAİ, Arçelik, TEMSAN, TÜRKSAT ve Türk Hava Yolları gibi büyük şirketlerle KOBİ’lerimizin iş birliklerini başlattık. KOSGEB bünyesinde uygulamaya koyduğumuz Stratejik Ürün ve Teknoyatırım Destek Programları aracılığıyla ithalatı yüksek ürünlerin yerlileştirilmesini sağlayacak yatırımları 6 milyon liraya kadar destekliyoruz. Sadece son 2 yılda teknoloji seviyesinin ve yerli üretimin önceliklendirildiği destek programları kapsamında 9 bin 742 KOBİ’ye 889 milyon lira bütçe aktardık. İşbirliği Destek Programı ile KOBİ’lerin büyük işletmelerle rekabet avantajı sağlayıcı işbirliği projelerine 10 milyon liraya kadar destek sağlıyoruz. Yine KOBİ-müşteri iş birliklerini güçlendirmek amacıyla siparişe dayalı AR-GE projeleri için TÜBİTAK’dan KOBİ destekleme çağrımızı ilan ettik ve başvuru değerlendirme sürecini yakın zamanda tamamladık. Hızla ürüne dönüşebilecek, yüksek ticarileşme potansiyeline sahip ve müşterisi hazır Ar-Ge projelerine eş-finansman desteği sağladığımız TÜBİTAK Siparişe Dayalı AR-GE Programı ile ilk etapta 79 müşteri-tedarikçi kuruluş iş birliğine, proje başına 2,5 milyon liraya kadar destek sağlıyoruz. Yine TÜBİTAK aracılığıyla son 18 senede telekomünikasyon sektörü özelinde faaliyet gösteren sanayi kuruluşları, akademi ve bilim insanlarına yaklaşık 1,8 milyar lira destek verdik. Kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi olacak bir Türkiye yolunda KOBİ’lerimizin sonuna kadar arkasındayız” şeklinde konuştu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise, bilişim, iletişim ve haberleşme sistemlerindeki yerli ve millik oranının önemine dikkat çekerek, “Teknolojideki Ar-Ge payımızı, 2023’de AB ülkeleri düzeyine, 2028’de de OECD ülkeleri ortalamasının üzerine çıkarmayı hedefledik. Bilişim, iletişim ve haberleşme sistemlerimizde yerli ve millik oranlarını gün geçtikçe artırıyoruz. 4.5G şebekelerinde ilk yatırım döneminde 2016’da yerlilik oranımız yüzde 0.98 iken, bu oran 2019 yılı sonu itibariyle yüzde 23’e yükselmiştir. Yapılan toplam yatırımların ilk yıl en az yüzde 30’nu, ikinci yıl en az yüzde 40’nı, üçüncü ve devam eden yıllarda ise en az yüzde 45’ini yerli malı belgeli ürünlerden sağlanmasını şart koştuk. Türkiye’nin 5G sistemine geçişinde yerli ve millilik hassasiyeti yanında KOBİ’lerimizle birlikte el ele çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Siber güvenliğin önemini 2020’de çok daha iyi anladıklarını söyleyen Karaismailoğlu, “2020 yılında 118 bin 470 adet siber saldırı tespit edildi. 36 bin 242 adet zararlı bağlantı tespit edilerek kontrolleri yapıldı. Kamusal sorumluluğumuzun gereği olarak, ülke coğrafyasındaki terör olaylarına karşı nasıl duyarlı ve kararlı oluyorsak, sanal dünyada da terör propagandalarına ve sosyal zorbalıklara müsaade etmeyeceğiz. Bu durumlara karşı kendi yerli ve milli alternatiflerimizi geliştiriyoruz. Bunun yanında yasal ve idari düzenlemeleri kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Türkiye’nin verisinin, Türkiye’de kalması için her türlü teknolojik, idari ve hukuki süreçleri işletiyoruz. İşte tam bu noktada da teknolojide yerli üretim ve KOBİ’lerimizin desteklenmesi önem kazanmaktadır. Kendi teknolojimizi üretmemizin neden milli bir mesele olduğunu açıklayan en iyi örneklerden biri siber güvenliktir. Bilişim, iletişim haberleşme ve yayıncılık alanında ülkemizin önünü açmak amacıyla, haberleşme uydularımızı uzaya göndermenin haklı gururunu yaşıyoruz. 8 Ocak 2021’de Türksat 5A haberleşme uydumuzu başarı ile uzaya gönderdik. Uzaydaki aktif uydu sayımızı 7’ye çıkardık. Uydu çalışmalarımız devam ediyor, Türksat 5B’yi de kısa bir süre içerisinde uzaya göndereceğiz. Hepsinden önemlisi yerli ve milli uydumuz Türksat 6A da Cumhuriyetimizin yüzüncü kuruluş yıldönümünden önce (2022’de) uzaydaki yerini alacaktır” ifadelerini kullandı.

“BAKANLIK OLARAK 5G TEKNOLOJİSİNE YERLİ VE MİLLİ ALTYAPI ÜRÜNLERİ İLE GEÇME HEDEFİMİZ BULUNUYOR”

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan ise, “Bakanlık olarak 5G teknolojisi ve daha önce de ifade etmiş olduğum üzere, Bakanlık olarak 5G teknolojisine yerli ve milli altyapı ürünleri ile geçme hedefimiz bulunuyor. Bu doğrultuda, ekosistemin üretim ayağına oluşturan KOBİ’lerimiz açısından önemli fırsatlar olabileceğini değerlendiriyoruz. 4.5G kapsamında işletmeciler tarafından yıllık ortalama 1,6 Milyar TL’lik donanım ve yazılım yatırımı yapılıyor, 5G ile bu rakamın daha da yüksek olacağını tahmin ediyoruz. İşletmecilerimiz ile KOBİ’lerimizin arz-talep noktasında bir denge kurarak ekosistemin geliştirmesine katkı sağlayabileceklerini düşünüyoruz. Bakanlık olarak bizler de Ar-Ge fonunun sektörün gelişimi açısından etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

(Ömer Faruk Karataş/İHA)