Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Alptekin, salgınla mücadelede sosyal hizmetler alanının öneminin arttığına dikkat çekti.

Covid-19 salgını, farklı varyantlarla hayatın içinde kalmaya devam ediyor. Her ne kadar aşı uygulamaları küresel düzeyde yaygınlaşsa da bilim çevreleri insanoğlunun bir müddet daha salgınla yaşamaya devam edeceğine işaret ediyor. Salgından en çok etkilenen gruplardan birinin dezavantajlı gruplar olduğu göz önüne alındığında, salgınla mücadelede sosyal hizmetlerin ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu. Özellikle kapanma ile kısıtlamaların daha yoğunlukta hissedildiği ve uygulandığı dönemlerde bir bütün olarak sosyal hizmetler sunum sisteminin kesintisiz çalıştığını dile getiren KTO Karatay Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Alptekin, sadece dezavantajlı grupların korunması noktasında değil, salgının bulaşma riskinin azaltılmasında da bu kesintisiz sunumun etkili olduğunu söyledi. Prof. Dr. Kamil Alptekin, tüm dünyada ve Türkiye’de korona virüsle mücadelenin, sadece sağlık boyutuyla ele alınmadığının altını çizerek, “Pandemi boyunca iş yükleri artmış olan sosyal hizmet uzmanları, özellikle salgının toplumsal hayata etkilerini en aza indirgemede birtakım roller üstlenmişler, sosyal hizmetlerin sunumunda aktif rol almışlardır” dedi.

“Devletimiz önemli tedbirler aldı”

Pandeminin başlangıcından itibaren sosyal hizmet alanında yaşanan diğer gelişmeler ve ortaya çıkardığı sonuçlar konusunda önemli bilgilendirmeler yapan Kamil Alptekin, “Pandemi döneminde, ortalama yaşam düzeyinin gerisinde kalan dezavantajlı bireyler için devletimiz önemli tedbirler almıştır. Özellikle yaşlı, engelli ve korunmaya muhtaç çocuklara yönelik kurum bakım hizmetlerinde hızla bir dizi önlemler alınmıştır. Kuruluşların acil afet planı güncellenmesi, stok, personel, sağlık ve vaka durumlarını izleyebilmek için aile bilgi sisteminde takip modülü oluşturulması, dijital eğitim ortamı bulamayan çocukların eğitimden kopmamaları için ailelerine sosyal ekonomik desteklerin artırılması, tablet dağıtımı yapılması gibi bir dizi tedbirler hayata geçirilmiştir” şeklinde konuştu.

“Sosyal yardımlar pandemi boyunca kesintisiz devam etti”

Salgın nedeniyle çeşitli yardımları içeren ekonomik ve sosyal destek paketlerinin hem Hazine ve Maliye Bakanlığı hem de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından çeşitli dönemlerde ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını dile getiren Alptekin, “Sosyal yardımlar pandemi boyunca kesintisiz devam etmiştir. Pandemi döneminde yaşlılara yönelik toplu yatılı bakım kurumlarında en az ölümlerin görüldüğü ülkelerden biri de Türkiye olmuştur. Bu başarıda kurumlarda özveriyle çalışan personelin payı büyüktür. Pandeminin etkisini artırdığı dönemlerde yatılı kuruluşlarda çalışan sosyal hizmet uzmanları ve diğer kurum personelleri nöbet sistemine geçmişlerdir. 15 gün aralıksız kurumlarda kalarak hem mesleki çalışmalarını yürütmüşler hem de kendi özel yaşam alanlarından fedakarlık ederek müracaatçılara destek olmuşlardır” ifadelerini kullandı.

“VEFA Sosyal Destek Grupları başarılı çalışmalara imza attı”

Pandemi sürecinde eve kapanmaların farklı görüntülere sahne olduğunu belirten Alptekin, “65 yaş ve üstü vatandaşlarımıza getirilen sokağa çıkma yasağı dönemlerinde yaşlıların yanı sıra engellilerin ve kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşlarımızın günlük ihtiyaçlarının karşılanmasında VEFA Sosyal Destek Grupları başarılı çalışmalara imza atmıştır. Maaş çekme, banka işlemleri, nakit yardımların dağıtılması, market, pazar alışverişi, fatura, taksit ödeme, ilaç temini ve gıda paketleri dağıtımı bu çalışmalar arasında sayılabilmektedir. Sosyal yardımların dağıtımında farklı disiplinlerden birçok kamu görevlisi hizmetlerin sunumunda görev almıştır. Bu çalışmalar kapsamında sosyal yardım faaliyetinin sadece ‘koli dağıtma’ ile sınırlı kalmayan, psikososyal ihtiyaçları da dikkate alan bütüncül bir yaklaşımın önemi ortaya çıkmıştır” dedi.

Salgında kamu kurumlarının yanı sıra yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve özel sektörün de sosyal hizmetler alanındaki dayanışma adına sergiledikleri önemi ifade eden Alptekin, “Evde bakım hizmetlerinin yaygınlaşması, ev tipi gündüzlü bakımın özendirilmesi noktasında sektörler arası iş birliğinin salgının ilerleyen dönemlerinde de devam ettirilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır. Pandeminin zorlu koşullarında toplumun yardımlaşma ve dayanışma ruhunun canlı tutulmasının ne kadar önemli olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır” şeklinde konuştu.