Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye’de kontrolümüz altında bulunan bölgelerdeki okullarda dağıtılmak üzere hazırlatılan bazı kitaplarda Peygamber Efendimizin tasviri olarak yorumlanabilecek kimi resimlerin yer aldığı tespit edildi. Böyle bir durumun her ne kadar doğrudan bilgim dahilinde olmasa bile müteselsil sorumluluk altında bulunduğum bir yönetimde ortaya çıkmasından dolayı ziyadesi ile üzüntülüyüm” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, Suriye’de Türkiye’nin kontrolü altında bulunan bölgedeki okullarda dağıtılmak üzere hazırlanan bazı kitaplarda Peygamber Efendimizin tasviri olarak yorumlanan kimi resimlerin yer almasına ilişkin sorumlulardan hesap sorulacağını belirtti. FETÖ ile mücadelede Diyanet İşleri Başkanlığının önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müftülerimiz vazifelerini hakkıyla yerine getirmediklerinde Allah göstermesin koskoca bir milletin bu dünyası da, öteki dünyası da berbat olabilir. Dolayısıyla bu işin kıymeti ne makam ne mevki ne para ne de şöhret ile ölçülür. İslam’ın 1443 yıllık birikimini yeni nesillere aktarma sorumluluğunu üstlenmiş kadrolar olarak zor ama bir o kadar da şerefli bir göreviniz var. Bin yıllık vatanımız Anadolu’daki varlığımızı da inancımıza sıkı sıkıya bağlı olmamıza borçluyuz. Nice zorlu sınamalardan, nice büyük tehditlerden geçerek bugünlere gelen milletimizi hep İslam’a olan sarsılmaz bağlılığı hayatta tutmuştur. ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışı ile Viyana kapılarına kadar dayanan ecdadın Meriç’in doğusuna kadar geri çekilmesinin sebebini de aynı yerde aramamız gerekiyor. İşte bu noktada Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Diyanet İşleri Reisliği olarak geçen teşkilatımızın önemi ortadadır. Rahmetli Menderes’in Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bugünkü yapısına kavuşturduğu teşkilatımız, kurulduğu günden beri ülkemizde din hizmetlerinin en sahih ve sağlıklı şekilde yürütülmesini sağlamaktadır. Bilindiği gibi bu kurumumuzu 2010 yılında müsteşarlık, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile de aynı konuma sahip başkanlık düzeyine yükselterek yetkilerini ve görev alanlarını genişlettik. FETÖ ihanet şebekesi ile mücadelemizde Diyanet İşleri Başkanlığı çok önemli bir yere sahiptir. Yüce dinimizi kendi karanlık emellerine alet etmek isteyen herkes artık İslam’ı ilimle, hikmetle, ferasetle ve dirayetle milletimize aktaran teşkilatımızın kıymetli mensuplarını bulacaklarını bilmektedir” diye konuştu.

Salgın döneminde teşkilat mensuplarının büyük bir gayret ve özveri ile ifa ettikleri hizmetlerin takdire şayan olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu süreçte din görevliliğinin sadece camide verilen hizmetler ile sınırlı olmadığının, milletimizin hayatının içinde bir konuma sahip bulunduğunun herkes tarafından anlaşıldığına inanıyorum. İl müftülerimizin 2021’deki ikinci toplantı konusunun ‘Salgın süreci, toplumsal değişim ve diyanet hizmetleri’ olarak belirlenmesini bu bakımdan isabetli görüyorum. Medyada, özellikle de sosyal medyada sıkça karşılaştığımız din görevlilerimize yönelik yalan, iftira, çarpıtma, itibar suikastı amacı taşıyan kampanyaların asla morallerinizi bozmamasını istiyorum. Sizlerin görevi günlük tartışmaların, özellikle de provokatif niyet ile yürütülen saldırıların çok üzerindedir. Bunun için ne olursa olsun kuşatıcı, birleştirici, gönül kazanıcı yaklaşımınızdan taviz vermemelisiniz. Vazifenizi aşk, heyecan ve samimiyetle yürüttüğünüz sürece üstesinden gelemeyeceğiniz hiçbir mesele, kazanamayacağınız hiçbir kalp kalmayacağından emin olun” şeklinde konuştu.

“Yaşanan rezalette sorumluluğu bulunan herkes ile ilgili gereken soruşturmalar başlatıldı”

İslam dünyasının asırlardır itikadi sapkınlıkların yol açtığı derin acılar ile boğuştuğunu kaydeden Erdoğan, “Bugün de yakın coğrafyalarımız başta olmak üzere pek çok yerde benzer sancılar yaşanmaya devam ediyor. Millet olarak bu sıkıntılı süreçlerin üstesinden Allah’ın varlığı ve birliğine olan sarsılmaz inancımız ile Peygamber Efendimize (SAV) olan derin muhabbetimiz sayesinde geldik. Her ne kadar birileri epeyce bir süre milletimizi dininden ve diyanetinden uzak tutmak için uğraşmışsa da hamdolsun başarılı olamadılar. Ülkemizin dört bir yanında asırlardır varlığını sürdüren ilim, irfan yuvalarına ilave olarak ilahiyat fakülteleri ile imam hatip okulları ile camilerimizde verilen hasbi hizmetler ile milletimiz inancına daima sarılmıştır. Milletimiz bununla kalmamış dünyanın neresinde olursa olsun, her Müslümanın derdi ile dertlenmiş, İslam’a yönelik her türlü saldırıya karşı koymuştur. Kudüs davasını en samimi ve en güçlü şekilde bizim insanımız savunmuştur. Son dönemde bilhassa Avrupa’da ortaya çıkan, Peygamber Efendimize yönelik ahlaksızlıklara karşı en güçlü ve kalbi tepki yine bizim milletimizden yükselmiştir. Norveç’te Kur’an-ı Kerim yırtıldığı zaman insanlarımız nasıl ayağa kalktıysa Danimarka ve Fransa’da Peygamberimize, hakaret içersen karikatürler yayınlandığında da milletimiz meydanları doldurmuştur. Maalesef benzer bir hadise hiç arzu etmediğimiz ve beklemediğimiz bir şekilde bizim de başımıza geldi. Suriye’de kontrolümüz altında bulunan bölgelerdeki okullarda dağıtılmak üzere hazırlatılan bazı kitaplarda Peygamber Efendimizin tasviri olarak yorumlanabilecek kimi resimlerin yer aldığı tespit edildi. Bunun üzerine kitapların dağıtımı derhal durduruldu ve toplanan kitaplar imha edilmek üzere muhafaza altına alındı. Benzer tasvirlerin yer aldığı ve henüz basılmamış başka kitapların olduğu da belirlendi. Bu kitapları hazırlayanlar ve kontrolünü ihmal edenler başta olmak üzere yaşanan rezalette sorumluluğu bulunan herkes ile ilgili gereken soruşturmalar başlatıldı. Böyle bir durumun her ne kadar doğrudan bilgim dahilinde olmasa bile müteselsil sorumluluk altında bulunduğum bir yönetimde ortaya çıkmasından dolayı ziyadesi ile üzüntülüyüm. Hiçbir mazereti ve izahı olmayacak bu vahim durum konusunda gereğini inşallah hızla yerine getirecek ve sorumlulardan hesap sorulmasını bizzat takip edeceğim” ifadelerini kullandı.