Roma döneminde şehrin su ihtiyacını karşıladığı bilinen tarihi su sarnıcı ile depolanan suların şehre ulaştırılmasını sağlayan kanallar günümüzde apartmanların arasında kalınca ortaya ilginç görüntüler çıktı.

Roma İmparatorluğu’nun başkentlerinden olan Nikomedya zamanında yapılan, ve günümüze kadar ulaşan sarnıç, İzmit ilçesine bağlı Cedit Mahallesi’nde bulunuyor. Sarnıcın eski Roma dönemine ait olduğu ve milattan sonra 4. yüzyılda yapıldığı tarihleniyor. Nikomedya’nın su ihtiyacını karşıladığı bilinen İn Bayırı Sarnıcı’na, Roma döneminde yapılan ikinci en büyük su kemeri ile yaklaşık 22 kilometre uzaklıktaki Paşasuyu’ndan su taşındığı biliniyor. Çeşitli kaynaklara göre sarnıcın eski Bizans İmparatoru Diocletianus tarafından yapıldığı, bazı kaynaklara göre ise daha da eski bir dönemde yapıldığı rivayet ediliyor. Ünlü seyyah Charles Texier de 1834 yılında İzmit’e yaptığı ziyarette bu sarnıçtan bahsetti.

Görenler hayrete düşüyor

Varlığını hala sürdürmeye çalışan İn Bayırı Sarnıcı, bakımsızlık ve çarpık yapılaşma tehdidi sebebiyle yok olmaya yüz tuttu. 1987 yılında Anıtlar Kurulu tarafından tescillenen, şimdiler de çarpık yapılaşmanın altında kalan sarnıç, görenleri hayrete düşürüyor. Suyun sarnıçtan şehre gelmesini sağlayan su kanalları ise sonradan inşa edilen apartmanların altında bulunurken, bu kaynaklardan bazıları yapılan çalışmalar neticesinde gün yüzüne çıktı.

"Çok büyük tarihi eserler gizli"

Çocukluğundan bu yana sarnıcın bulunduğu mahallede yaşadığını söyleyen 58 yaşındaki Sebati Çakım, "Mahallemizin Nikomedya zamanlarına kadar dayanan geçmişi var. Hatta benim oturduğum evin altından kraliçe mezarı çıkmıştı. Karşımdaki apartmandan da kral mezarı çıktı. Bunlar şimdi İzmit Müzesi’nde. sergileniyor Zamanında bu bölgeden çok tarihi eserler çalındığı da iddia ediliyor, mesela kral tacı ve sikkeler bulunup çalındığı söyleniyordu. Bu alanlarda çok büyük tarihi eserler gizli. Buranın da su sarnıcı olduğu biliniyor. Nikomedya diye bahsedilen yerin de araştırmalara göre bizim aşağı mahallemiz olan Çukurbağ Mahallesi olduğu biliniyor. Bu alanın da su sarnıcı olduğu, yukarılardan toplanan suların burada depolandığı bahsediliyor" dedi.

"Bizans’tan kalma tarihi eserlerin içerisinde oyunlar oynardık"

Çocukluğunda bu tarihi alanlar içerisinde oyunlar oynadıklarını söyleyen Çakım, zamanla alanın mezbelelik hale geldiğini belirtti. Çakım, "Sarnıç diye tabir edilen Bizans’tan kalma tarihi eserlerin içerisinde oyunlar oynardık. Zamanla burası kontrolden çıktı ve mezbelelik hale geldi. Anıtlar Yüksek Kurulu’nun istimlak kararıyla bazı evlerin yıkıldığını biliyoruz. Esas ana gövdenin burası olduğu söylenir fakat sarnıçların bir kısmının da yolun altında kaldığının bahsi geçer. Bir de bunun alt tarafından çıkan bir su kanalının da civardaki evlerin altından geçtiği söz konusu. Ucu da apartmanlardan birinin altına çıktı ve orası camekanla müze haline getirildi" ifadelerini kullandı.

"At ahırı olarak kullanılmışlığı da var"

Geçmiş yıllarda sarnıcın ahır olarak kullanıldığına da dikkat çeken Çakım, "Çocukluğumda buralarda yaşayan bir ağabeyimiz vardı. At arabalarıyla kum çekerdi. Sarnıcın arkasında ahır yapmıştı. Ahırda da atları dururdu. O buraları kontrol ederdi. Kimseyi de sokmazdı buraya. Bu alanın bu şekilde kullanılmışlığı da var" dedi.