Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), 2021 Yunus Emre ve Türkçe Yılı kapsamında ‘Yunus Emre ve Dünya Dili Türkçe’ konulu bir panel düzenledi. Panelde Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı, Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi ve YÖK Genel Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi konuşmacı olarak yer aldı.

BUÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Şahin’in yönettiği paneli Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, rektör yardımcıları Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, fakülte dekanları, akademisyen ve öğrenciler takip etti. Kılavuz, YÖK tarafından belirlenen Araştırma Üniversiteleri arasında yer aldıklarına işaret etti. Akademik ve bilimsel çalışmaların ön plana çıktığını söyleyen Kılavuz, “Araştırma Üniversitesi olarak bu güne kadar daha çok mühendislik ve benzeri alanlarda çalışmalar yürütüldü. Ancak son YÖK toplantımızda yeni dönem için sosyal bilimler alanında da kamu veya sektör ile buluşturma faaliyetlerinin başlayacağı bilgisini aldık. Ümit ediyoruz ki yeni dönemde Sosyal Bilimler Enstitümüz başta olmak üzere, fakültelerimiz ve birimlerimiz, çalışma alanlarıyla alakalı sektörlerle işbirliği noktasında eşleştirilecek ve önemli projelere imza atacaktır. Üniversitemizin ve akademik kadromuzun ciddi bir donanımı, bilgi birikimi var. Bu birikimi kamu veya özel sektördeki ilgili kuruluşlarla buluşturarak ülkemizin ve milletimizin faydasına olacak daha çok çalışma ortaya çıkaracağımıza inanıyorum” dedi.

Programda konuşan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ocak ayında bir seferberlik başlattığını ve 2021’i dünya dili Türkçe yılı iâan ettiğine işaret etti. Bunun çok önemli bir girişim olduğunun altını çizen Prof. Dr. Gürer Gülsevin, “Dil ve kültür çok önemlidir. Bunu herkes ve hatta her devlet adamı söyler. Ancak, gerçekten kültüre ve dile bir devlet başkanının önem vermesi, onu gündeme getirmesi çok önemli bir konudur. Öncelikle dil üzerinde endişeleri var. Yozlaşmak üzere. Dil bizim kimliğimizdir. Kimlik çok önemlidir. Dilimizi kaybedersek kimliğimizi kaybederiz. O yüzden böyle bir yıl ilan etmesi, tarihte de gördüğümüz devlet adamı tavırlarındandır. Bunu tarihte ilk kez 13. Yüzyılda Karamanoğulları’nda görüyoruz. Bir de Cumhuriyetimizin başında Mustafa Kemal Atatürk’te görüyoruz” diye konuştu.

“Türkçe, tam anlamıyla bir dünya dilidir”

Türk dilinin tarihte bilinen en eski diller arasında yer aldığının altını çizen TDK Başkanı Gülsevin, Türkçenin bu konuda dünya dilleri arasında ilk 10’da yer aldığını vurguladı. Genel anlamda 250 milyon insanın Türk dili konuştuğunu söyleyen Gülsevin,Türkçe bugün yaklaşık 12 milyon kilometrekarelik bir alan içerisinde konuşuluyor. Her dile dünya dili diyemezsiniz. Dünya dili olmak için belirli kıstaslar olması gerekir. Dil bilimciler, dünya üzerinde 6-7 bin dil olduğunu söylüyor. Ancak bunların hepsi konuşma dilidir. Konuşma dilinin bir üst statüsü yazı dili, edebî dil olmaktır. Bunların ne kadarı yazı dili olmuştur? Türkçe, tarihin en eski dönemlerinden beri yazı dilidir. Edebî dilin bir üst seviyesi vardır; devlet dili. Bunlardan kaç tanesi devlet dilidir? Devlet dili çok yüksek bir statüdür. Şu ân itibariyle Birleşmiş Milletler’e kayıtlı 193 ülke var. Yani taş çatlasa 6 bin dil içerisinde devlet dili statüsüne çıkmış 193 dil vardır. Ancak biliyorsunuz ki elbette bu kadar devlet dili yok. Birçok ülke devlet dili olarak İngilizce, Almanca, Fransızca veya Rusçayı kullanıyor. Devlet dilinin bir üst statüsü ise eğitim dilidir. Bazı devletler kendi dillerini devlet dili yapmışsa bile eğitimde başka dilleri kullanıyor. Bu dillerin olmadığı dönemlerde Türk dilinin yazılı metinleri vardır ve bugüne kadar gelmiştir” şeklinde konuştu.

“Yunus’u iki katmanlı okumak lâzım”

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı, Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi ve YÖK Genel Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi ise, konuşmasında Yunus Emre’nin yaşadığı dönem ve eserlerinden örnekler verdi. Yunus Emre’nin döneminde ortaya çıkan ender şahsiyetlerden birisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hayati Develi, “Türkçe, yıkıntılı bir dönem içerisinde ön plâna çıkmaya başladığında Yunus Emre diye bir derviş ortaya çıkıyor ve yüzyıllar boyunca halkı adeta büyüleyen bir Türkçe ile şiirler söylemeye başlıyor. Hiç örneği olmayan bir dil ile yüksek mânâlar ifade eden eserler ortaya koyuyor. Yunus’u okurken dikkatli okumak lazım. Yani iki katmanlı okumak lâzım. Yazdığı şiirlerde bazen asıl mânâyı kaçırabiliriz” dedi.

Panelin ardından BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, konuşmacılara İznik Meslek Yüksekokulu’nda üretilen özel yapım çini tabaklar hediye etti. Konferans soru-cevap kısmı ile sona erdi.