Mersin Büyükşehir Belediyesince, Mustafa Kemal Atatürk’ün Gazi Çiftliği’ne gelişinin 97’nci yıl dönümünde tarih dolu bir söyleşi düzenlendi. Gazeteci Mirza Turgut’un gerçekleştirdiği söyleşiye Gazi Çiftliğinin kuruluşunda emek veren isimlerin çocukları ve torunları da katıldı.

Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, Gazi Çiftliğinde güzel bir birliktelik yakaladıklarını belirterek, anlamlı bir söyleşide buluştuklarını kaydetti. Söyleşinin ardından konuklara ikram edilen kuru fasulye ve pilava dair de bilgi veren Dokucu, “Atatürk, Gazi Çiftliği’ne geldiğinde kuru fasulye ve pilav yemiş. Bu hep bahsedilir. Köylüler sürekli bahseder. Biz de günün hatırasına kuru fasulye-pilav ikram edelim dedik” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Mirza Turgut ise Atatürk’ün 1925 yılında Silifke’ye yaptığı gezide 3 gün kaldığını belirterek, “Önce Sultani Mektebine gitti, ardından Hacı Hulusi Açıkbaş’ın evinde kaldı. İkinci gün il başkanı Sadık Taşucu’yla bu bölgeyi gezdiler ve bu bölgede bir çiftlik satın almak istedi. Burası eski Rum zengin Bodosaki’ye aitti ve devlet tarafından araziye el konulmuştu. Taşucu’na belli miktarda para verdi Atatürk. ‘Bunu Hazine’den benim adıma al’ dedi. Hazine’den alındı ve burası Atatürk’ün çiftliği olarak gündeme gelmeye başladı” diye konuştu.

Gazi Çiftliğinde kooperatif kurarken Atatürk’ün bir amacının olduğuna vurgu yapan Turgut, “Amacı, modern tarım teknolojisini insanlara bizzat gösterebilmek. Bu civardaki bütün köyleri, tarım yapan köyleri ve o dönemin traktörünü aldılar. Benzeri tarım araçlarını aldılar. Bir de ayrıca başka bir şey yaptı Atatürk, bölgenin etkili çiftçilerini üye yaptıkları, ilk üyesinin kendisi olduğu bir kooperatif kurdu. Bu kooperatif kanalıyla çiftçilerin daha etkili olabileceğini düşündü” dedi..

“Atatürk dedemi çiftlikte bekçi olarak ilan ediyor”

Gazi Çiftliğinin kuruluşunda emeği geçen isimlerin çocukları ve torunları da duygu dolu anlar yaşadı. Çiftliğin o dönemki bekçisi Şaban Gök’ün torunu Ali Koç, dedesinden bahsederek, “Atatürk buraya geldiği zaman buraların yolları çamurmuş. Atatürk, başka bir arkadaşa ‘beni buradan geçir’ demiş. Dedem Atatürk’ü su birikiminin sonuna kadar getiriyor. Atatürk dedemi çiftlikte bekçi olarak ilan ediyor. ‘Sen bekçisin’ diyor. O çiftlik de Gazi Çiftliği. Biz Atatürk’ün torunuyuz. Mutluyuz, Atatürk’e minnettarız” şeklinde konuştu.

“Babam çiftliğin çobanıymış, Atatürk’ün koyununu gütmüş”

O dönem çobanlık yapan Ali Kara’nın çocukları İsa Kara, Eşe Kuyucu ve Elif Dudaklı babalarından gururla söz etti. 74 yaşındaki İsa Kara, “Babam çiftliğin çobanıymış, Atatürk’ün koyununu gütmüş. Babam Alanya’dan akrabalarının bir kısmını getirmiş. Babamın güttüğü koyun 2-2,5 lira farkla satılıyormuş. Normalde 5 liraysa onun güttüğü koyunlar 7,5 liraya satılıyormuş” dedi. Söyleşi esnasında çok duygulandığını da sözlerine ekleyen Kara, “Burası ilk zamanlar daha güzeldi. Muhasebeciler falan vardı. Atatürk’ün ata bindiği taş vardı, fırın vardı. Vahap Beyden, emeği geçen arkadaşlardan Allah razı olsun. Burayı tadilat yaptılar, bu şekle getirdiler. Her taraf harabeye dönüktü. Şimdi Allah razı olsun sahip çıktılar. İçeri girince duygulandım” diye konuştu.