Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Yunus Sezer, yer altı sularındaki azalma ve obrukların olduğu yerlerin fay hatlarına yakın olması gibi hususların bir araya gelmesiyle birlikte 7 ilde benzer obrukların oluşmaya başladığını belirterek, obruk oluşumlarının yüzde 98’inin de Konya’da olduğunu söyledi.

Konya’da Obruk Alanlarının Tespit Edilmesi Projesi İlerleme Faaliyet Toplantısı ve Çalıştayı bir otelde gerçekleştirildi. Programa, Konya Valisi Vahdettin Özkan, AFAD Başkanı Yunus Sezer, AFAD Konya İl Müdürü Yıldız Tosun ve ilgili kurum ve kuruluş yetkilileri katıldı.

"Eylem planları hazırlanarak riski en aza indirmeyi hedefliyoruz"

AFAD Konya İl Müdürü Yıldız Tosun, “Bölgemizde son yıllarda sayısı iyice artan obrukların her geçen gün yerleşim yerlerine yaklaşması tarım, ulaşım, yatırım ve mera alanlarını tehdit etmesi ve bunu ilerleyen yıllarda büyük sorunlara neden olabileceği hepimizin malumudur. 2015 yılında Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınması Dairesi Başkanlığında, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ve AFAD Başkanlığının ortağı oldu karstik boşluğun belirlenmesi projesine başlanılmış. Bu proje kapsamında MTA Genel Müdürlüğü kendi üzerine düşen çalışmaları 2019 yılında tamamlayarak KOP Başkanlığına sunmuştur. KOP Başkanlığı 2019 yılında projeyi kapatmış bunu üzerine il müdürlüğümüz tarafından münferit obruk alanlarının tespit edilmesi projesi hazırlanarak AFAD Başkanlığımızın büyük desteği ile 2020 yılında kabul edilmiştir. Projede MTA Genel Müdürlüğünün çalışmalarında belirtiği Litolojik olarak obruk olması muhtemel alanlar çalışma alanı olarak kabul edilmiştir. Çalışma alanında jeolojik çalışmalar, sedimantoloji, hidrojeoloji, yapısal jeoloji, jeokimyası, su kimyası, jeofizik ölçümler, karotlu sondaj, uzaktan algılama ve modelleme çalışmaları başta olmak üzere kapsamlı bir çalışma yürütülmektedir. Elde edilen veriler ışığında, obruk oluşum mekanizması ve buna etken hususlar belirlenip ağırlık ortalamaları verilerek, obruk duyarlılık haritası ve bunun nihayetinde Konya ili obruk tehlikesi haritası üretilmesi planlanmıştır. İlimize kazandıracağımız bu harita ile tüm kurum ve kuruluşlarla birlikte yürüteceğimiz çalıştaylar sonucunda da eylem planları hazırlanarak riski en aza indirmeyi hedefliyoruz. Proje süresi 3 yıl olarak planlanmış olup şuan itibariyle bu sürenin yarısını geçmiş bulunuyoruz" dedi.

“Afetlerin boyutu arttı"

AFAD Başkanı Yunus Sezer, afet çeşitliğinin ve afetlerin boyutunun arttığı bir döneme geçildiğini ifade ederek, "Özellikle ülkemiz açısından son 2 yılda afet risklerini değerlendiğimiz zaman meydana gelen afetleri değerlendirdiğimiz zaman nerdeyse afetlerin tamamının büyük ölçekte olduğunu, hatta küçük ölçekte başlayıp aynı anda birden çok ilimizde ve bölgemizde yaşandığı için ülke genelinde afetler olduğunu görüyoruz. Dünya genelinde 10 yılda meydana gelen 3 bin 751 tane afet var ve yaklaşık 750 bin insan bu afetler nedeniyle hayatını kaybetmiş durumda ve 2 milyara yakın insanda bu afetlerden etkilendi. Kaybedilen canların değişen yaşamların yanı sıra bunu ekonomiye maliyeti de 9 trilyonun üzerinde de ekonomiye maliyeti var. Ülkemizde son 2 yılda hepimiz gözlemliyoruz bir taraftan deprem bir taraftan sel bir taraftan da yangınlar nedeniyle çok büyük bir imtihan veriyor. Hem afetleri yaşıyoruz, afetlere müdahale ediyoruz hem de afet sonrası bu iyileştirme faaliyetleri nedeniyle ülke olarak büyük bir enerji, büyük bir ekonomik maliyetle baş başa kalıyoruz. Bunların hepsinin totalde bize öğrettiği aslında bir şey var; doğrudur afetler belki önlenemez, depremi önleyemeyiz, çok büyük miktardaki yağışları önleyemeyiz fakat afetlere karşı önlem alabiliriz. Bizim belki de burada en fazla üzerinde durmamız gereken mesele afetlere karşı önlem meselesi yani risk azaltma ve planlama meselesi. Çok şükür 1 yıldır Türkiye’nin hemen hemen bütün illerinde 80 ilimiz tamamlandı İstanbul dışında İl Risk Azaltma Planlarını tamamlamış bulunuyoruz" diye konuştu.

"Bin 500’e yakın obruk tespit edilmiş durumda"

Türkiye Afet Risk Azaltma Planı’nın (TARAP) neredeyse sonuna geldiklerini vurgulayan Sezer, Türkiye’nin ortak çalışmasıyla ortaya çıkan planı 2022 yılı içerisinde faaliyete geçireceklerini kaydetti. Yer altı sularındaki azalma aynı zamanda bu obrukların olduğu yerlerin fay hatlarına yakın olmasının obruk oluşumuna etken olan sebepler olduğunu anlatarak, "2 hususun bir araya gelmesiyle birlikte ülke genelimizde 7 ilimizde benzer obruklar oluşmaya başladı ama bunu yüzde 98 Konya ilimizde. Hocam az önce 1400’e yakın irili ufaklı obruk tespit edildiğini söyledi ama bizim obruk olarak şuan için nitelendirdiğimiz 585 tane obruk var ve artı diğer illerimizde de 14 tane obruk tespit edilmiş durumda. Yüzey yarıkları ile beraber ve küçük çaplı obruklarla beraber bunu da koyduğumuz zaman bin 500’e yakın obruk tespit edilmiş durumda. Bundan sonra bizim elimizde 2 tane husus var. Birisi yeni obruk alanları nereleri olacak bunu tespit etmek ve buna göre tedbir almak. İkincisi mevcut obruk alanlarıyla ilgili biz ne yapacağız bunları nasıl dönüştüreceğiz ve bunlarla ilgili olarak bizim eylem planımız ne olacak. Bunun üzerine bizim yoğunlaşmamız gerekiyor. Dolayısıyla 2023 yılı olarak öngörülen eylem planını buraya ekstra kaynak, personel aktararak 2022 yılına yani önümüzdeki yılla çekip burada mevcut obruklarla ilgili olarak nasıl bir çalışma yapabiliriz bunu arayışı içerisinde olmayı arzu ediyoruz. İnşallah hem tedbirler konusunda hem de mevcutlarla ilgili eylem planlarıyla birlikte bu meselenin de bir yol haritasını hep birlikte ortaya koyacağız. Bu önemli çalışmaya ev sahipliği yapan kıymetli valimize ve ekibine hem de bizi burada misafir eden tüm Konyalılara ediyorum" ifadelerini kullandı.

“Ulusal düzeyde bu konu hakkında yapılan değerlendirmeler büyük bir kazanım”

Konya Valisi Vahdettin Özkan ise “Ulusal düzeyde bu konu hakkında yapılan değerlendirmeler ve geliştirilen stratejiler ve operasyonel olarak ilerimizde bütün kuruluşların el birliği ile bunun altını dolduracak faaliyetlerin tanzim edilmesi, icra edilmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi hepimiz açısından çok büyük bir kazanım. Afetle mücadele noktasında son zamanlarda AFAD hem kurumsal kapasitesi hem geliştirmiş olduğu organizasyonları hem sektörler arasındaki iyi iş birliği ile İçişleri Bakanlığımızın riyasetinde çok önemli müdahale planları yapıldı. Saha da bütün vatandaşların teveccühünü ve duasına mazhar oldu. Gerçekten Konya illimizin hem hızlı sanayileşmesi hem de tarımsal alandaki potansiyeli ile hem de tarihi kültürel değerlerini istinat noktasında yaparak geleceğe matuf gençlerimize aktaracağı değerler açısından Anadolu’nun kalbi hükmünde olan şehrimizin afetlerle mücadele, afet riskini belirleme ve bunlara yönelik stratejileri belirlemede de öncü bir şehir olması hepimiz açısından önemli bir husus. Bu obruk çalışmasını hasseden gündeme almaları, projelendirmeleri bütün sektörleri müdahil etmeleri ayrıca kıymetli bu yönüyle. Gerçekten AFAD başkanlığımıza şehrimiz adına şükranlarımızı arz ediyoruz” şeklinde konuştu.

Çalıştay, AFAD gönüllülerine AFAD gönüllülük kimlik kartlarının verilmesiyle son buldu.