Ümraniye’deki evini internet üzerinden satışa çıkaran Mehmet Kaya, evi alacağını söyleyen kişi tarafından dolandırıldı. Evi alacak olan kişinin hediye olarak gönderdiği çaydanlığı almak için kapıya gelen kargocunun uzattığı belgeleri imzalayan Kaya, dolandırıcılığa uğradığını öğrenince hayatının şokunu yaşadı. Kaya’nın imzaladığı belgeler senet, kapıya gelen kargocu da dolandırıcı çıktı. Evinin icralık olmasıyla evinden olan Kaya, evin icraya çıkması nedeniyle kendisine çıkarılan vergi borcunu ödemekten, neredeyse 9 yıl süren davalar sonucunda kurtuldu.

Ümraniye Dudullu’da yaşayan ve geçimini hurdacılıkla sağlayan 75 yaşındaki Mehmet Kaya, akıllara durgunluk veren bir yöntemle dolandırıldı. İddiaya göre, yaklaşık 500 bin lira değerindeki evini 2013 yılında bir internet sitesi üzerinden satılık ilana çıkardı. Evin satılık olması üzerine A.Y. isimli bir kişi Mehmet Kaya’yı arayarak talip olduğunu ve evi kimseye satmamasını söyleyip, hediye olarak da çaydanlık göndereceğini söyledi. Mehmet Kaya’nın evine gelen kurye imza karşılığında hediye çaydanlığı teslim ederek ayrıldı. Yaklaşık 3 ay sonra evinin vergi borcu olup olmadığını öğrenmek için e-devletten sorgulama yapan Mehmet Kaya, evinin icralık olduğunu görünce dünyası başına yıkıldı. Kaya, teslimat için imza attığı kağıdın senet, kargocunun da dolandırıcı olduğunu anladı. Mehmet Kaya dolandırıcı kuryenin kağıdına imza attığı için evini haciz yoluyla kaptırdı. Evinin hacze çıkması nedeniyle kendisine 29 bin TL vergi borcu çıkarılan Kaya, 9 yıl süren davaların lehine sonuçlanmasıyla parayı ödemekten kurtuldu

“Ben hediyeyi teslim aldığıma dair imza atınca o anda 189 bin liraya senet imzalatmışlar”

2013 senesinde kapılarına gelen kargo teslimat kağıdını imzaladığını söyleyen ev sahibi Mehmet Kaya, “2013 senesinde internet yoluyla evimi satılık ilana çıkardık. Birisi, bizi aradı ve evi beğendiğimi söyledi. 500 bin lira demiştim ama 480 bine anlaştık. Evi alacağım dedi ama gelmedi. Bu arada bu evi alacak şahıs bana dedi ki ’amca sen çok iyi bir arkadaşsın. İçimden geldi, yengeye bir hediyem var, kargoyla yolladım’ dedi. Ben kabul etmedim. 3 gün sonra kargo ile çaydanlık geldi. Ben şimdi hediyeyi almazsam evi de almaz, mahcup duruma düşmesin diye kabul ettim. Kargocunun hediye diye getirdiği çaydanlık için imza verdim. Kargo aracında da PTT Kargo ambalajları yapıştırılmıştı, meğerse sahteymiş. Ondan dolayı ben hediyeyi teslim aldığıma dair imza atınca o anda 189 bin liraya senet imzalatmışlar. Böylece hacizlik olduk. Evim ihale yoluyla satıldı. Vergi dairesinde ihale üzerinden ev satıldığı için bana bir de borç çıkardılar. 29 bin lira olan borç 5-6 sene içinde 46 bin lira oldu.” dedi.

“Eşimle beraber hacca gidecektim”

Mehmet Kaya, “29 sayfalık telefon ses kayıtları var. Onu da savcılığa verdim. Beni İstinaf Mahkemesine gönderdiler. Ben davayı yüzde 100 kazanacağımı tahmin etmiştim ama anlamadım. Her şeyde haklıyım. Vergi borcum silindi. Çağlayan’da Menfi Tespit Davasını ’da kazandım. Borcum da şu anda yok. Anlayamadım niye böyle oldu. Ben 75 yaşındayım. Ve bu arada mahkeme 9 sene sürdü. Ben hurdacıyım, hurdacılık yapıyorum. Eşimle beraber hacca gidecektim. Hac param vardı. Vallahi şu an kuruş param kalmadı. Haklı olduğumu ispat edemedim. Allah kimsenin başına vermesin, zordur. Hakikaten zor. Borçlu değilim, sahte kargo aracı ile dolandırıldım. Ben de ne bileyim, resmi araba olduğu için kuşku duymadım. Özel şahsi bir araba da gelseydi kuşkulanırdım da devlet arabasından PTT kargodan gelince nereden bileyim sahte olduğunu, araca kargo olduğuna dair ambalajı kağıt yapıştırmışlar. O şekilde dolandırıldım.“ ifadelerini kullandı.

“Elimizde delil bırakmadılar”

Mehmet Kaya’nın oğlu Uğur Kaya, “İcralık olduğumuza dair birinci tebligat PTT Kargo aracılığıyla buraya geliyor. Biz tam zarfı açarken PTT kargocu dışarı çıkıyor. Peşinden başka birisi geliyor. Eşime, ’ablacığım o kağıt, o zarf sizin değil, onu geri alabilir miyim’ diyor. Eşim ’burada Mehmet Kaya yazıyor’ deyince yok yok o sizin değil yanlış geldi diyor. Tebligatı alıp gidiyor. İkinci tebligat geliyor. İkinci tebligat da benim hanıma geliyor. O arada da ben geliyorum. Bu tebligat da yanlış diyor. Bu sefer bir dilekçe yazacağım kusura bakmayın, bir daha size yanlış gelmeyecek diyor. İkinci tebligatı da o şekilde alıp gidiyorlar. Tebligatı getiren PTT’ciyi takip ediyorlar. PTT’ci geliyor, tebligatı bırakıyor, Peşinden yaka kartı takılı olanlar gelince yaka kartı takılı olduğu için biz şüphe duymadık. İcra kağıtları geliyor bize. O icra kağıtlarını yanlış geldi diye bizden alıyorlar. Biz de icralık olduğumuzu tabii anlamadık. Meğer o kağıtlar gerçekten bizimmiş. Ama onlar elimizde delil bırakmamak için bunları bizden alıyorlar. Elimizde delil bırakmadılar. “ diye konuştu.