Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan bir firmada geliştirilen ve zorlu koşullarda uçabilen insansız hava araçlarının özellikle afet bölgelerine yardım ulaştırması hedefleniyor.

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan üniversitenin içerisindeki droneparkta faaliyet yürüten bir firma tarafından Sancak ve Delta adı verilen insansız hava araçları geliştirildi. Yağmurlu havalar gibi zorlu koşullarda uçabilen bu araçların afet bölgelerindeki tarama çalışmalarında kullanılması hedefleniyor. Türkiye’den kontrol edilerek İngiltere’de uçurulabilen ve bir miktar yük taşıyabilen Sancak isimli insansız hava aracının, yakın zamanda Türkiye’de de afet bölgelerine yardım ulaştırılması çalışmalarında yer alması bekleniyor. Firma yetkilileri, daha fazla yük taşıyabilen ve daha zorlu koşullarda uçabilen, menzili arttırılmış başka bir insansız hava aracının geliştirilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

"Geliştireceğimiz sistem 15 kilo yükü götürebilecek"

Delta uçağının Türkiye’de, Türk mühendisleri ile tamamen yerli sermayeyle tasarlandığını ve geliştirildiğini dile getiren Uçak Mühendisi Orkut Aktaş, "Alt sistemlerde de şu an yürüyen bir TÜBİTAK projemiz var. Onunla birlikte yerlilik oranını artıyor olacağız. İçerisindeki bütün sistemler Doğu ve Batı tarafından yedeklenmiş, herhangi bir ambargo durumunda bir sıkıntı yaşamayacak bir sistem. Tamamen modüler, zorlu koşullarda görev yapabilir, yağmur altında uçabilen bir uçak. Bu sistemimiz de bu sene Antarktika’da ekstrem hava şartlarında test edilecek bir sistem. Delta platformu aynı zamanda bizim çok daha büyük sistemler geliştirebilmemiz için bir test platformu. Buradaki yaklaşık 5 metre kanat açıklığına sahip insansız hava aracı (İHA) sistemi gibi yaklaşık bu boyutlarda bir sistem olan FLY X projesini şu an gündeme aldık. Bu projenin tasarımında kullanılan özel tasarım detayları ve alt sistemler sayesinde buradaki İHA sistemi 5 kilogram yük taşıyabilirken, FLY X projesi kapsamında geliştireceğimiz sistem 15 kilo yükü götürebilecek. Tamamen bizim Delta da öğrendiğimiz, geliştirdiğimiz sistemlerle beraber bunu geliştiriyoruz. Üzerine kattığımız görüş hattı ötesi uçuş tecrübesi bu sistemin bütün afet koordinasyon sistemlerinde hatta günlük kargolama işlemlerinde yük taşıyabilecek, kargo işlemleri yapabilecek bir hava platformu olması için bir aday sistem. Aslında aday sistem demek de çok doğru olmaz, çünkü ön satışları başlamış bir sistem. Tamamen saha tecrübesi ve müşteri talepleri doğrultusunda güncellenen bir yapısı var" dedi.

“Zorda kaldığı zamanlarda acil durum olarak denize de iniş gerçekleştirebiliyor”

Delta aracının genellikle kıyı kesimlerinde ve su üstü uçuşlarında çok daha etkili olacağını dile getiren Aktaş, “Çünkü drone sistemlerinin özellikle sivil sistemlerin yaklaşık yüzde 80’i yağmur altında, karanlıkta operasyon yapacak nitelikte değil. Bu sistemde bütün alt sistemlerin çift yedekli ve 4 katmanlı bir güvenlik mimarisi var. Zorda kaldığı zamanlarda acil durum olarak denize de iniş, kalkış gerçekleştirebiliyor. Yağmurlu havalarda uçabiliyor. Tabi bunu teknik olarak yapabilen başka sistemler de var. Ancak hangi seviyede yağmurda uçabileceği konusundaki teknik terimlerde oldukça üst seviyeye çıktık. Delta sistemi dakikada yaklaşık 1 kilometre mesafeye gidecek şekilde, bu da yaklaşık saatte 72 kilometre gibi bir hıza denk geliyor. Hava aracının link menzili BTK kurallarının bize verdiği sivil alan içerisinde yaklaşık 5 kilometre, ama daha ileri görevlerde ve izin alınan durumlarda 20 kilometreye kadar da iletişim menzili sunabiliyoruz” diye konuştu.

"Tecrübeli pilotlarla da çalışıyoruz"

İnsansız hava araçlarının kategorilerinden bahseden Firma Genel Müdürü Murat Islıoğlu ise “İHA0, 1, 2, 3 şeklinde kategorileri var İHA’ların. Esas maksadımız bunların pilotlarını yetiştirmek. İngiltere’de bir iş ortağımız var. Oranın çok kıymetli savaş pilotları var. Sivil alanda da Boeing 737 gibi uçaklarda kaptan pilotluk yapmış tecrübeli pilotlarla da çalışıyoruz. Eğitimlerimizi bu arkadaşlarımızla burada veriyoruz. Maksadımız; burada teorik ve uçuş eğitimi gören tüm öğrencilerimizi bir sonraki aşama olan özellikle İngiltere Sivil Havacılık kurumundan sertifikalı olarak mezun etmek. Burada eğitimlerini bitiren öğrencilerimiz hem drone pilotu yetki sertifikasını bizden alacak hem de İngiltere Sivil Havacılık Kurumu’nun sertifikasına sahip olacak” şeklinde konuştu.

"Sancak uçağımızı buradan kontrol edip İngiltere’de uçurabildik"

İnsansız hava aracı sektörünün dünyada gelişen bir sektör olduğunu vurgulayan Islıoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Gerçekten inanılmaz bir ivmeyle ilerliyor. Hemen hemen herkes insansız uçak ve drone teknolojisine yatırım yapmak gayretinde. Çünkü geleceğin ihtiyacı bu. Her sektör buna ihtiyaç duyuyor. Hem ekonomik hem emniyetli hem elastikiyeti çok yüksek. Bugün tarım sahalarından teknolojiye, yangın ve deprem gibi olaylarda ciddi yardım faaliyetlerini bu drone’larla yapmak mümkün. Bu drone’ların üzerine konfigüre ettiğimiz cihazlarla görünmezi gören, ulaşılmaza ulaşılan bir teknoloji üretmeye çalışıyoruz. Görmemiş olmamıza rağmen uçağı, internet altyapısıyla, link altyapısıyla bir şekilde görünmeyen bölgelerde de uçurmayı hedefliyoruz. Biz Sancak uçağımızı buradan kontrol edip İngiltere’de uçurabildik. Özellikle ileride internet kaplama sahaları genişledikçe internetin olduğu her yerde bu tür uçakları bütün ihtiyaç duyulan yerde hazır edip kullanabilme durumumuz söz konusu. Şu an için askeri bir alan veya o tarz bir çalışmamız yok"